Kahve Kitap
Mahmut Eraslan
Köşe Yazarı
Mahmut Eraslan
 

VALİMİZİN ALDIĞI KARAR MEMNUNİYETLE KARŞILANDI

Birçok evde telefon televizyon yoktu ama iletişim ve ilişkilerimiz kuvvetliydi, büyüklere saygı küçüklere sevgi sözde değil özde yaşandığı günlerdi. Yanılmıyorsam 1975-80 'li yıllardı evlerimize televizyonların yeni girmeye başladığı dönem, sözde bir ailenin hayatının işlendiği, eşlerin birbirlerini aldattığı, sapık ilişkilerin her türlü ahlaksızlığın normalleştirilmeye çalışıldığı ABD yapımı Dallas adında bir dizi yayına başlamış evlerimize ilk atom bombası atılmıştı!!! Batının yaşam tarzının yaygınlaştırılmaya çalışıldığı bu süreçte, Yeşilçam sakinleri de boş durmuyordu, bir yanda gayri meşru ilişkileri normalleştirmeye çalışan dizi ve filmler, diğer yandan Kemal Sunal İlyas Salman ile sözde komedi/mizah adı altında İslam ve Müslümanlar itibarsızlaştırılmaya çalışılıyordu. Özellikle Kemal Sunal’a biçilen rol islamsız ibadetsiz ama yeri geldiğinde alkol alan, zamparalık yapan, yeri geldiğinde ha babam sınıfı serileri ile öğrencileri ayartan filmlerde başrol oynamaktı! Senaryo hep aynıydı, ne kadar itici tip varsa hacı hoca imam oluyor, bunlar halkı aldatıyor, Kemal Sunal ise mahallenin işsiz ibadetsiz boş gezen, aldığı alkol attığı nara ile gençlere örnek, saf salak ama iş İslam ve Müslümana gelince aklı başında  zeki bir insan oluveriyordu birden bire (!) Dönemin öğrencilerine de örnek olan Kemal Sunal (!) yine başrol oyuncusu yine rol model olarak sunuluyordu. Öğrenciler ders çalışmak yerine nasıl kopya çeker, nerelerde nasıl sigara içilir, nasıl zamparalık yapılır, okul nasıl takılır, hocalarla nasıl dalga geçilir alaya alınır ‘’ha babam sınıfı’’ serileriyle öğretiyor, itina ile gençler yoldan nasıl çıkarılır bu senaryolarda işleniyordu… Devlet televizyonu TRT’de yayınlanan belgesellerde açıktan ateizm işleniyor, sinema sektörü geliştikçe Dallas’ı aratmayan dizi ve filmlerin önü açılıyordu. Sabah kuşağı ve magazin programları, sözde sanatçı lglbt’cilerin iç çamaşırı ile sahne aldığı, bireysel özgürlük söylemlerini yaygınlaştırıldığı, mafya dizileri ile işin çığırından çıktığı bir döneme girdik. Yapılan dizi ve filmlerin toplumu ifsat ettiği orta yerde duruyor, görüntü çok net, Adana’da maalesef nasibini alıyor tüm bu olumsuzluklardan. Sorun sadece sinema sektöründe değil onları besleyen belediyeler bu konuda aktif rol oynuyor, vatandaşın ihtiyacı olan hizmetleri götürmek yerine, sanatçı getiriyor yediriyor, içiriyor ödüllendiriyor gönderiyorlar! Aile yapımızı çökertmek batı tarzı yaşamı dayatmak üzere planlanmış bu operasyon bilinçli planlı programlı bir şekilde devam ediyor, rakı festivali, karnaval, konser etkinlikleri adı altında birçok rezalete ev sahipliği yapan bir kısım belediyeler geri adım atmamakta ısrar ediyor. Yapılan etkinliklerin içinde ne Adanalı sanatçılar ,ne üreticiler, ne inanç ve kültürümüze uygun bir şey var… Adana’da Bilinme tanınma beğenilme adına, fenomen olma uğruna eline kamerayı alanların yapmadıkları maskaralık kalmadı, dini değerler ile alay, şiddet, işkence mafya karakterleriyle gerçekten iş çığırından çıkmaya başladı. Yaşanan tüm bu olumsuzluklar karşısında boş durmayan ASİM(adana sivil inisiyatif meclisi)bileşenleri olarak bir araya gelen 55 sivil toplum kuruluşu yöneticileri ile meşru zeminde mücadele veriyoruz. Bu güne kadar dönemin Adana valileri milletvekilleri, belediye başkanları ve ilgi bürokratlarla görüşerek yaşana sorunlara dikkat çekerek çözüm önerilerimizi sunduk. Arzu edilen düzeyde düzelmeler olmasa da samimi gayretli bürokratların vesilesiyle birçok ifsat projesine dur denile bilindi. Ve son birkaç yıldır güzel gelişmeler yaşanıyor, Adana yapılan atamalar sonucunda en güzel günlerini yaşıyor diyebilirim. Adana Valisi Yavuz Selim Köşker'in gelişi, ortaya koyduğu tavır ve icraatları ile umutlarımız iyice artmış durumda. Valimizin ilçe, köy Mahalle,esnaf ziyaretleriyle halkın nabzını tuttuğu, doğru ve yerinde kararlar aldığını görüyoruz, suç ve suçlularla mücadelesi sonuç vermeye başladı. En son yaptığı basın açıklamasında ilgili müdürlüğe talimat verdiğini belirterek kentte artık Adana'yı karalayan dizi, film çekilmesine müsaade edilmeyeceğini açıkladı ve "Adana'nın imajını hep beraber düzelteceğiz" dedi. Aldığı bu kararla halkımızın teveccühünü bir kez daha kazanan valimize teşekkür ediyor, sivil toplum kuruluşları olarak takdir teşekkür desteklerimizi kamuoyu adına beyan ediyoruz. Teşekkürler sayın Valim iyi ki varsınız.      
Ekleme Tarihi: 01 Ekim 2025 -Çarşamba

VALİMİZİN ALDIĞI KARAR MEMNUNİYETLE KARŞILANDI

Birçok evde telefon televizyon yoktu ama iletişim ve ilişkilerimiz kuvvetliydi, büyüklere saygı küçüklere sevgi sözde değil özde yaşandığı günlerdi.

Yanılmıyorsam 1975-80 'li yıllardı evlerimize televizyonların yeni girmeye başladığı dönem, sözde bir ailenin hayatının işlendiği, eşlerin birbirlerini aldattığı, sapık ilişkilerin her türlü ahlaksızlığın normalleştirilmeye çalışıldığı ABD yapımı Dallas adında bir dizi yayına başlamış evlerimize ilk atom bombası atılmıştı!!!

Batının yaşam tarzının yaygınlaştırılmaya çalışıldığı bu süreçte, Yeşilçam sakinleri de boş durmuyordu, bir yanda gayri meşru ilişkileri normalleştirmeye çalışan dizi ve filmler, diğer yandan Kemal Sunal İlyas Salman ile sözde komedi/mizah adı altında İslam ve Müslümanlar itibarsızlaştırılmaya çalışılıyordu.

Özellikle Kemal Sunal’a biçilen rol islamsız ibadetsiz ama yeri geldiğinde alkol alan, zamparalık yapan, yeri geldiğinde ha babam sınıfı serileri ile öğrencileri ayartan filmlerde başrol oynamaktı!

Senaryo hep aynıydı, ne kadar itici tip varsa hacı hoca imam oluyor, bunlar halkı aldatıyor, Kemal Sunal ise mahallenin işsiz ibadetsiz boş gezen, aldığı alkol attığı nara ile gençlere örnek, saf salak ama iş İslam ve Müslümana gelince aklı başında  zeki bir insan oluveriyordu birden bire (!)

Dönemin öğrencilerine de örnek olan Kemal Sunal (!) yine başrol oyuncusu yine rol model olarak sunuluyordu.

Öğrenciler ders çalışmak yerine nasıl kopya çeker, nerelerde nasıl sigara içilir, nasıl zamparalık yapılır, okul nasıl takılır, hocalarla nasıl dalga geçilir alaya alınır ‘’ha babam sınıfı’’ serileriyle öğretiyor, itina ile gençler yoldan nasıl çıkarılır bu senaryolarda işleniyordu…

Devlet televizyonu TRT’de yayınlanan belgesellerde açıktan ateizm işleniyor, sinema sektörü geliştikçe Dallas’ı aratmayan dizi ve filmlerin önü açılıyordu.

Sabah kuşağı ve magazin programları, sözde sanatçı lglbt’cilerin iç çamaşırı ile sahne aldığı, bireysel özgürlük söylemlerini yaygınlaştırıldığı, mafya dizileri ile işin çığırından çıktığı bir döneme girdik.

Yapılan dizi ve filmlerin toplumu ifsat ettiği orta yerde duruyor, görüntü çok net, Adana’da maalesef nasibini alıyor tüm bu olumsuzluklardan.

Sorun sadece sinema sektöründe değil onları besleyen belediyeler bu konuda aktif rol oynuyor, vatandaşın ihtiyacı olan hizmetleri götürmek yerine, sanatçı getiriyor yediriyor, içiriyor ödüllendiriyor gönderiyorlar!

Aile yapımızı çökertmek batı tarzı yaşamı dayatmak üzere planlanmış bu operasyon bilinçli planlı programlı bir şekilde devam ediyor, rakı festivali, karnaval, konser etkinlikleri adı altında birçok rezalete ev sahipliği yapan bir kısım belediyeler geri adım atmamakta ısrar ediyor.

Yapılan etkinliklerin içinde ne Adanalı sanatçılar ,ne üreticiler, ne inanç ve kültürümüze uygun bir şey var…

Adana’da Bilinme tanınma beğenilme adına, fenomen olma uğruna eline kamerayı alanların yapmadıkları maskaralık kalmadı, dini değerler ile alay, şiddet, işkence mafya karakterleriyle gerçekten iş çığırından çıkmaya başladı.

Yaşanan tüm bu olumsuzluklar karşısında boş durmayan ASİM(adana sivil inisiyatif meclisi)bileşenleri olarak bir araya gelen 55 sivil toplum kuruluşu yöneticileri ile meşru zeminde mücadele veriyoruz.

Bu güne kadar dönemin Adana valileri milletvekilleri, belediye başkanları ve ilgi bürokratlarla görüşerek yaşana sorunlara dikkat çekerek çözüm önerilerimizi sunduk.

Arzu edilen düzeyde düzelmeler olmasa da samimi gayretli bürokratların vesilesiyle birçok ifsat projesine dur denile bilindi.

Ve son birkaç yıldır güzel gelişmeler yaşanıyor, Adana yapılan atamalar sonucunda en güzel günlerini yaşıyor diyebilirim.

Adana Valisi Yavuz Selim Köşker'in gelişi, ortaya koyduğu tavır ve icraatları ile umutlarımız iyice artmış durumda.

Valimizin ilçe, köy Mahalle,esnaf ziyaretleriyle halkın nabzını tuttuğu, doğru ve yerinde kararlar aldığını görüyoruz, suç ve suçlularla mücadelesi sonuç vermeye başladı.

En son yaptığı basın açıklamasında ilgili müdürlüğe talimat verdiğini belirterek kentte artık Adana'yı karalayan dizi, film çekilmesine müsaade edilmeyeceğini açıkladı ve "Adana'nın imajını hep beraber düzelteceğiz" dedi.

Aldığı bu kararla halkımızın teveccühünü bir kez daha kazanan valimize teşekkür ediyor, sivil toplum kuruluşları olarak takdir teşekkür desteklerimizi kamuoyu adına beyan ediyoruz.

Teşekkürler sayın Valim iyi ki varsınız.

 

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve adanagundemi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
islami chat mekan bizim almanya chat sohbet cinsel sohbet sohbet mobil sohbet