2025 yılı aile yılı ilan edildi malumunuz, bu kapsamda gerek hükümet, gerek STK’ların bir kısmı yaptıkları çeşitli etkinliklerle yıkılmak istenilen aile kurumumuzu koruma, güçlendirme adına olumlu adım atıyorlar.
Bu çağın insanları algı üzerinden, gündem ve günü birlik konulara odaklanıyor, konuşulan, tartışılan öne çıkartılan konu her neyse, üzerinde olumlu veya olumsuz etki bırakıyor, okudukları, duydukları izledikleri insan hayatına yön veriyor, duracağı yeri belirliyor.
Allah’ın biz seni âlemlere rahmet olarak gönderdik dediği rahmet peygamberi’’ Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim buyuruyor.
Bu kavram üzerine inşa edilecek her yer, her şey güzelleşir, topluma güven huzur gelir, kardeşlik ve barış tesis edilir.
Bugün toplumun yaşadığı sorun/sıkıntıların en büyük sebebi başta Müslümanlar olmak üzere güzel ahlak sahibi insan (olmayışımızdır)sayısının az olmasıdır.
Konuşan, vaaz veren, nasihat eden çok, konuşanlar dâhil yaşayan örnek olan çok az maalesef…
Güzel ahlak sahipleri kürsülere çıkıp gıybet eder mi, iftira atar mı, konferans, seminer ve sohbetlerde cem olmayı kardeş kalmayı dayanışmayı teşvik etmek yerine ayrıştırır bölücülük yapar mı?
Allah rızası için yapılan işleri itibarsızlaştırır, yapılan iyilileri kıskanır, projelerini adamlarını ayartır, araklar mı?
Güzel ahlak sahibi olması gerekenler başta hoca efendiler, diyanet personelleri, cemaat mensupları, siyasetçi, bürokrat, öğretmen, basın yayın yönetici ve çalışanı, topluma yön veren örnek olması gereken evet müslümanlardır..
Müslümanların dillerinden düşürmediği bir kavram olan ‘’Ahlak’ ’sadece cahili diye tabir ettikleri insanları kapsamıyor, ahlaksızlıktan anlaşılması gereken şey sadece fuhuş olmamalıdır!
Yalan, zan, iftira, alay, gıybet, aldatma gibi İslam ahlakına uymayan, uyarıları ciddiye almayan bir tutum içerinde olan kişilerdir.
Kendisinden farklı düşünen,uyuşamadığı kurum, dernek vakıf cemaatlerin hocaları hakkında konuşan,insanların gözü, kulağı, burnu, boyu kısacası insanın şekli,yaratılışı ile alay etmesi hangi ahlakın yansımasıdır?
Öncelikle düzelmesi/düzeltilmesi gereken Müslümanlar ‘’İslam güzel ahlaktır ‘’diyen bizleriz.
Bilâl-i Habeşî (r.a) ile sahabenin önde gelenlerinden Ebu Zer (r.a) bir defasında tartışmışlardı. Ebu Zer (r.a), bu tartışma esnasında Hz. Bilâl’e “Siyah kadının oğlu” demişti. Yaşanan bu hadiseden haberdar olan Allah Resulü (s.a.s), Ebu Zer’i şöyle uyardı: “Ebu Zer! Annesinin siyahi olmasından dolayı Bilâl’i küçümsüyor ve ayıplıyor musun? Demek ki sen, kendisinde hâlâ cahiliye izleri olan bir kimsesin.”
Ebu Zer’in kurduğu bir cümleden hareketle Sen de hala cahiliyeden izler var diyen peygamberin ümmeti sohbetlerinde ve sosyal medya hesaplarında hangi temaları işliyor, kimleri suçluyorlar?
Yapılan sohbetlerin nerdeyse tamamına yakını kendi cemaatleri dışında, dışarıdaki insanları eleştiren, onları hizaya getirmeye yönelik yorum ve konuşmalardan ibaret.
Peygamberimizin eğittiği insanlara bakıyoruz,toplumdan daha çok kendi yaptığı yanlışlara odaklanıyor okunan ayetleri, uyulması gereken sünnetleri içselleştiriyor, en çok kendi nefsini eleştiriyor, ailesi akrabaları ve arkadaşlarına merhametle güzel sözlerle yaklaşıyor İslam’ı daha çok yaşarak lisanı hal ile anlatıyorlardı.
Peygamberimizi ve arkadaşlarını öldürmeye gelenler onlarda diriliyordu, ya bize gelenler?
Bize, yaşantımıza, tutarsızlıklarımıza bakarak manevi olarak hayatını kaybediyor, İslam’a küsüyor olabilirler mi?
Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim diyen peygamberin ümmeti nereye gidiyor?
Bu kötü gideş artık dur demek için 2026 yılı güzel ahlak yılı olarak ilan edilsin. Diyanet işleri başkanlığı sohbetlerini derslerini ve Cuma hutbelerini güzel ahlak örnekleri ile süslesin.
Basın yayın, sinema sektörü reyting putunu kırmalı, kadınlar ve bedenleri üzerinden ellerini çekmeli, cinsel istimar, magazin programları, şiddet içerikli dizi film, yalan haberden vazgeçmeli, kendi kültür ve inancımıza uygun yeni yayın dönemine girmeli wesselam.