Sayın Valim!   Adanalıların gönlünde yer etmiş, halkla yakın ve samimi ilişki kuran bir idareci olarak size duyduğumuz saygı ve teveccühü ifade etmekle yazıma başlamak isterim.   Adana’nın, sosyo-kültürel çeşitliliği ve dinamik yapısıyla yönetilmesi kolay olmayan bir şehir olduğunun farkındayız. Bu gerçeklikten hareketle; kentimizde uzun zamandır gözlemlediğimiz bir dizi hususu; hem şehir sakinleri hem de ilgili kurumlar açısından yol gösterici olması umuduyla ve sorumluluk bilinciyle bilgilerinize sunmak istiyoruz.   Son dönemlerde kentimizde gündeme gelen konular arasında; uyuşturucu satışı ve sokak çetelerinin faaliyetleri, Adnan Menderes kıyı boyunda izinsiz yapılaşma iddiaları, bazı bölgelerde alkol ve benzeri bağımlılık ürünlerine erişimin kolaylaştığına dair şikâyetler, festival ve konser organizasyonlarının içerik ve biçim açısından toplumun genel hassasiyetleriyle çelişebildiği algısı ve sağlık hizmetlerine erişimde yaşanan gecikmeler ön plana çıkmaktadır. Ayrıca sosyal medya üzerinden yayılan uygunsuz içeriklerin ve sanal ortamdaki zararlı paylaşımların gençlerimiz üzerinde olumsuz etkiler oluşturduğuna ilişkin ciddi kaygılar bulunmaktadır.   Bu sorunların bir kısmının ülke geneliyle ortak olduğunu biliyor; ancak Adana özelinde hızla artan bazı olumsuzlukların yerel dinamikler üzerinde tahripkâr etkileri olabileceği endişesini taşıyoruz. Kentimizin kozmopolit yapısında fitne odaklarının ve organize suç örgütlerinin taban bulması riski de ayrıca dikkat gerektirmektedir.   Vatandaşlar olarak dile getirdiğimiz meselelerde sıklıkla muhatap olduğumuz cevaplardan biri, “Bu şehirde sadece siz yaşamıyorsunuz” şeklinde özetlenebilecek hassasiyet farklılıklarıdır. Elbette farklı yaşam tarzlarına ve düşüncelere saygı göstermek esastır; ancak bu saygı, toplumun büyük çoğunluğunun ortak değer ve hassasiyetlerini hiçe sayma hakkı vermez. Temel talebimiz; tüm vatandaşların hukuk önünde eşit muamele görmesi, temel hak ve özgürlüklerin korunması ve kamu düzeninin sağlanmasıdır.   Kamuoyunda ciddi infial yaratan örnek vakalar da yaşandı. Bunlardan biri, kamuoyunun yakından takip ettiği bir olaydır. Gazze’deki soykırıma yönelik protestoda bulunan bir eylemci kadına emniyet güçlerinin müdahalesidir. Üzerine su dökülmesi, darp edilmesi, hakaret edilmesi asla kabul edilemez. İlgili personel hakkında idari sürecin işletildiğini açıkladınız. Bu konuda o personeller ceza almazsa yarın daha beterleri ile karşılaşabiliriz. Ayrıca bu olayların ardındaki kişi ya da grupları da (varsa) araştırmak gerekir. Bu tür hadiseler bizlere, kolluk kuvvetlerinin yetki ve davranış standartlarının şeffaflıkla değerlendirilmesi gerektiğini göstermektedir. Benzer şekilde kamusal alanlarda ve toplu taşıma araçlarında inanç, kıyafet veya başka herhangi bir nedenle yapılan ayrımcı muamelelerin önlenmesi büyük önem taşımaktadır.   Kültür ve sanat alanında da vatandaşlarımızın kaygıları vardır. Aile yapısını ve gençlerin psikososyal gelişimini olumsuz etkileyebilecek nitelikteki bazı sahne performansları, sosyal medya paylaşımları ve program içerikleri toplumun geniş kesiminde rahatsızlık uyandırmaktadır. Manifest Grubu’nun Türkiye turnesi iptal edilince doğal olarak da kentimizdeki konser de iptal edilmiş oldu ancak bir konserin iptali gibi tekil kararlar toplumsal gerilimi azaltabilir veya geçici kanaat uzlaştırmaları sağlayabilir; fakat kalıcı çözüm, sanat etkinliklerinin planlanması ve denetlenmesinde toplumun ortak hassasiyetlerini gözeten, hukuki zemine dayanan ve şeffaf kriterlerin işletilmesidir. Adı geçen gruba rahmet okutacak sözde sanatçılar önümüzdeki günlerde hem de Çukurova Üniversitesi’nde konser verecek. Gençlerimizi, toplumumuzu sanat kisvesiyle kendi düşünce ve inançlarına yönlendirmeye çalışacak.     Bu çerçevede; Adana özelinde talep ve önerilerimizi aşağıdaki başlıklar halinde arz ediyoruz:   1. Festival, konser, karnaval ve benzeri etkinliklerde içerik ve yaş sınırı uygulamaları ile gerekli izin süreçlerinin sıkı ve şeffaf şekilde denetlenmesi; izinsiz bilet satışlarının engellenmesi,   2. Toplumsal değerleri gözeten, gençlerin korunmasını ön planda tutan etkinlik planlama ve değerlendirme mekanizmalarının oluşturulması; STK ve akademik kurumlarla ortak komisyonların kurulması,   3. Kıyı boyu ve benzeri bölgelerde izinsiz yapılaşma, kaçak yapı ve mülkiyet haklarına ilişkin tespitlerin hızla ele alınması; suç örgütleri ve uyuşturucu ticaretine karşı kolluk ve belediye işbirliğinin güçlendirilmesi,   4. Kamu hizmetlerine erişimde yaşanan gecikmelerin giderilmesi adına ilgili kurumlarla koordinasyonun artırılması.   5. Sosyal medya ve dijital platformlarda çocuk ve gençlerin korunmasına yönelik farkındalık, eğitim kampanyaları ve gerektiğinde hukuki düzenlemelerin uygulanmasının sağlanması,   6. Kolluk mensuplarının yetki kullanımı ve vatandaşlarla iletişimine ilişkin eğitim ve denetim mekanizmalarının etkinleştirilmesi.   Bizler, Adana’daki sivil toplum kuruluşları ve şehir halkı olarak; kentimizin huzuru, aile yapımızın korunması ve gençlerimizin sağlıklı gelişimi için devletimizin alacağı, hukukî ve makul önlemlerin arkasındayız. Ayrıca, yalnızca yasaklar ve yasalarla değil, aynı zamanda toplumun bütün kesimlerinin katılımıyla oluşturulacak ortak akıl ve saha tabanlı projelerle kalıcı çözümler üretilebileceğine inanıyoruz.   Sonuç olarak; yapılacak düzenlemelerin ve alınacak tedbirlerin toplumun tüm paydaşlarının hassasiyetlerini gözeterek, hukuka uygun ve ölçülü bir şekilde hayata geçirilmesini; ilgili kurumlar arası koordinasyon ve şeffaf iletişimin artırılmasını saygıyla talep ediyoruz.