Kahve Kitap

TBMM Başkanı Kurtulmuş Diyarbakır'da konuştu: Türkiye'nin tarihi Kürtlerin de tarihidir

SİYASET (AA) - Anadolu Ajansı | 17.10.2025 - 16:28, Güncelleme: 17.10.2025 - 17:33
 

TBMM Başkanı Kurtulmuş Diyarbakır'da konuştu: Türkiye'nin tarihi Kürtlerin de tarihidir

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Terörsüz Türkiye sürecine ilişkin, "Türkiye'nin tarihi Türklerin tarihi olduğu kadar Kürtlerin de tarihidir. Hep beraber tarihimize sahip çıkmak, tarihimizi gelecek nesillere aktarmak mecburiyetindeyiz. Hedefimiz daha fazla bütünleştirmek, daha fazla birleştirmek, daha fazla büyütmektir." dedi.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Dicle Üniversitesi'nin 15 Temmuz Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen 2025-2026 Akademik Yıl Açılış Töreni'ne katıldı. Kurtulmuş burada yaptığı konuşmada, Terörsüz Türkiye sürecine ilişkin önemli mesajlar verdi. Kurtulmuş ayrıca, siyonist terör rejiminin dün Lübnan'a düzenlediği saldırılara ilişkin de değerlendirmelerde bulunarak tepkisini dile getirdi. Diyarbakır'ın kültür kenti olduğunu ifade eden Kurtulmuş, bu kentin aynı zamanda evliyaların, sahabenin kenti olduğunu belirterek, "Diyarbakır büyük Kürt medeniyetinin yeşerdiği, geliştiği, büyüdüğü bir kenttir. Diyarbakır aynı zamanda İslam medeniyetinin de önemli merkezlerinden, fikir merkezlerinden birisidir. Bugün itibarıyla da doğu ile batı arasındaki sentezi Mezopotamya ile Anadolu kıtası arasındaki sentezi en iyi şekilde gerçekleştirmiş olan nadide şehirlerimizden birisidir." dedi. Kurtulmuş, dünyada belki de en zor, en büyük türbülansların yaşandığı bir dönemden geçildiğini dile getirerek, her gün yeni olaylarla, yeni çelişkilerle, çatışmalarla, gerilimlerle dünyanın hemen her bölgesinde, her yöresinde insanoğlunun mücadele ettiğini belirtti. "israilin saldırganlığı asla kabul edilemez" siyonist terör rejiminin HAMAS ile ateşkesin ardından Lübnan'a gerçekleştirdiği saldırılara ilişkin konuşan Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü: "Tam da 2 yıldan sonra Gazze'de barış sağlandığını zannettiğimiz, yeni bir barış ikliminin oluşacağını tahmin ettiğimiz bir dönemde saldırgan israil yönetimi dün gece itibarıyla Güney Lübnan'da da yine masum insanların olduğu bölgeleri acımasızca bombalayarak bu bölgede barış istemediğini bir kez daha ortaya koydu. Esasında bu saldırının daha evvel yapılan saldırılardan farkı yoktur. Lübnan'a defalarca saldırmış, Suriye'ye, İran'a, Tunus'a saldırmış, hatta Katar'a bile saldırmış olan siyonist rejimin artık dur durak bilmeyecek bir noktaya geldiği, aldığı desteklerden şımararak Orta Doğu'yu daha da büyük bir kan gölüne çevirmek istediği aşikardır. Buradan açıkça bütün milletimiz adına ifade etmek istiyorum, israilin bu saldırganlığı özellikle dün akşamki saldırganlığı asla kabul edilemez, asla tasvip edilemez, asla hiçbir kimse tarafından onaylanamaz. Bu saldırı vesilesiyle Lübnan halkının yanında olduğumuzu bir kere daha ifade etmek istiyorum. israili bir kere daha en şiddetli şekilde kınadığımızı ve artık israilin bu saldırgan yönetiminin Orta Doğu halkları için bir sorun haline geldiğinin de görülmesi gerektiğini ifade etmek istiyorum. Ümit ederim ki bütün bölge halkları olarak uyanır ve ortak kimliğimize, ortak geleceğimize sahip çıkabiliriz." "Türkiye terörü geride bırakacak inisiyatifleri kullanarak yoluna devam edecek" Bu coğrafyanın, bir taraftan dünya genelinde devam eden gelişmelerle, ticaret savaşlarından uzay savaşlarına kadar süren büyük gerilimlerin yaşandığı bir dönemde, tarihte olduğu gibi şimdi de sıkıntısız olmasının düşünülemeyeceğine işaret eden Kurtulmuş, şunları kaydetti: "Onun için Türkiye'yi, önümüzdeki dönemi 'Türkiye'nin Yüzyılı' haline getirmek, sözü güçlü, gücü tesirli bir Türkiye haline getirmek mecburiyetindeyiz. Esasında 86 milyon olarak hepimizin üzerine düşen, Türkiye'yi yönetenler olarak Türkiye'deki bütün siyasi gruplara düşen ödev, görev Türkiye'yi iki alanda daha ileriye taşımaktır. Bunlardan birisi kendi içimizde tam manasıyla adaleti, barışı, birliği, beraberliği, dirliği sağlayarak silahların değil, sözlerin ve gönüllerin konuşulduğu tam manasıyla özgür, adaletli bir Türkiye'yi inşa etmektir. İkinci büyük sorumluluğumuz ise dünyada yeni ve adil bir küresel düzenin inşa edilmesi için öncü ve sözcü olmak, tekliflerimizi hazırlamaktır. Bu çerçevede dün olduğundan daha fazla üzerimizde büyük sorumluluklar olduğunun altını çizmek isterim. Türkiye artık terörü geride bırakacak inisiyatifleri kullanarak adaleti, demokrasiyi ve kardeşliği güçlendirerek yoluna devam edecek. Böylece iç cephesini tahkim eden bir anlayışla dosta düşmana karşı samimi bir birlik ve beraberliği ortaya koyacak ve bölgesinin istikrar üreten bir ülkesi olmaya devam edecektir." Kurtulmuş, Türkiye'nin sadece kendisinden sorumlu olmadığına dikkati çekerek, "Başta kendi coğrafyamız olmak üzere yeryüzündeki bütün mazlum milletlerden ve dünyanın her köşesindeki biçare insanlardan da sorumlu olduğumuzu unutmamamız gerekir." dedi. "İçeride birliğimizi güçlendirip, küresel ölçekte adil bir sistem için mücadele edeceğiz" Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü: "Son 2 yıldır Gazze'de yaşadıklarımız bize bir kere daha öğretmiştir ki şu günlerde artarak beklenti haline getirilen barış çabalarına rağmen 3 yıldır Ukrayna-Rusya arasında çatışma devam etmektedir Artık dünyada barışı sağlayabilen küresel bir sistem mevcut değildir. Artık dünyada herhangi bir şekilde insanlığın hayrına çalışan bir sistem mevcut değildir. Sadece güçlünün gücünün hâkim olduğu, güçsüz olanın ise ezildiği bir dünya sisteminden bahsediyoruz. Bunu değiştirmek için gayret sarf etmek de Türkiye'nin insanlarının vazifesidir. Hepimizin temel ödevlerinden birisidir. Üniversitelerimizin sorumluluğu budur, siyasetin sorumluluğu budur, sivil toplumun sorumluluklarından birisi budur. Hep beraber hem içeride kendi birliğimizi, dirliğimizi tahkim edecek ve böylece küresel ölçekte de adil bir küresel sistemin kurulması için mücadele edeceğiz." "Bu sefer başaracağız, bu sefer barış, esenlik ve kardeşlik hâkim olacak" Kurtulmuş, "Terörsüz Türkiye" sürecine değinerek, "Türkiye'de bir daha kan dökülmemesini, bir daha insanların huzursuz olmamasını ve barış içinde yaşamasını sağlayacak bir sürecin kapılarının sonuna kadar açıldığını biliyoruz ve bu yolda mücadele etmeye devam edeceğiz. En başından en sonra söyleyeceğimi söyleyeyim. Bu sefer başaracağız, bu sefer barış hâkim olacak, bu sefer esenlik hâkim olacak, bu sefer kardeşlik hâkim olacak." diye konuştu. Kurtulmuş, Türkiye'nin esenlik, barış ve kardeşlik istediğini, 5 Ağustos'tan bu yana TBMM bünyesinde kurulan Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nda bunu ortaya koyduğunu söyledi. "Aralarında Diyarbakırlı dostlarımızın da olduğu yaklaşık 130 küsur sivil toplum kuruluşu komisyonda dinlenmiş. Herkes fikirlerini ortaya koymuş. Farklı fikirler ve kanaatlere sahip olsalar da hepsi ortak bir cümleyi söylemiştir, 'Artık biz bu memlekette çocuklarımızı değil silahları gömmek istiyoruz. Silahları ortadan kaldırmak istiyoruz." ifadelerini kullanan Kurtulmuş, fevkalade yüksek bir olgunlukla ortaya konulan bu çalışmanın yavaş yavaş nihayete erdiğini belirtti. "Ana dil, ana sütü kadar helaldir" Kültürel farklılıkların ayrıştırma aracı olarak değil birleştirme, bütünleştirme aracı olarak görülmesi gerektiğini belirten Kurtulmuş, şöyle konuştu: "Örnek olarak söylüyorum. Dil insanların kendisini en iyi ifade ettiği alanlardan birisidir. Ayrışmanın değil çok çeşitliliğin ve çok kültürlülüğün yansımasıdır. Ana dil, ana sütü kadar helaldir. Bu ülkede hiç kimse dilini istediği gibi kullanmak istediği için sorgulanamaz. Bir şekilde dil üzerinden memlekette ayrıştırma ya da ayrımcılık yapmanın hesapları yapılamaz çünkü biliyoruz ki dil insanın kalbe en yakın yeridir çünkü biliyoruz ki Türkçe'deki dil kelimesi de bildiğiniz gibi gönül manasına kullanılır. Sadece lisandan yani dilimizle konuştuğumuz lisandan ibaret değildir. Onun için diyoruz ki dillerin üzerinden bir ayrımcılık yapmak asla bizim lügatımızda yazmaz. Yani yerlerin ve göklerin yaratılması, dillerinizin ve renklerinizin farklı farklı olmasında Allah'ın varlığının, birliğinin işaretleri vardır. Ayrıca Alparslan'ın ve Selahaddin'in çocuklarının, torunlarının lügatında ırkçılık da faşizm de yoktur. Kendi kavmiyetini övmek, başka bir kavmiyeti yermek de yoktur. O da bize çok açık ve net şekilde bildirilen Hucurat Suresinin 13. ayetinde ifade ediliyor. Yani 'Ey insanlar, biliniz ki hepiniz bir anadan bir babadan doğdunuz, sonra birleşip tanışasınız diye kabilelere, kavimlere ayrıldınız. Hiçbirinizin bir diğerine üstünlüğü yoktur. Ancak Allah'a en yakın olanlarınız Allah'ın katında üstündür.' Dolayısıyla bunu bilmiş, bunu asırlar içerisinde özümsemiş, bunu Diyarbakır'ın her taşına, her karışına nakşetmiş bir milletin çocukları arasında ırkçılık, kavmiyetçilik üzerinden bir üstünlüğün dile getirilmesi asla düşünülemez." "Türkiye'nin tarihi Türklerin tarihi olduğu kadar Kürtlerin de tarihidir" Kurtulmuş, Selahaddin Eyyubi'nin mirasını yeniden benimseme zamanı olduğunu dile getirerek, "Türkiye'nin tarihi Türklerin tarihi olduğu kadar Kürtlerin de tarihidir. Hep beraber tarihimize sahip çıkmak, tarihimizi gelecek nesillere aktarmak mecburiyetindeyiz. Hedefimiz daha fazla bütünleştirmek, daha fazla birleştirmek, daha fazla büyütmektir. Çünkü biliyoruz ki 1. Sykes-Picot'ta sınırlarla böldükleri bölge halklarının aralarına sınırları koydular ama gönüllerini bölmeyi başaramadılar. Söyler misiniz, 'Nusaybin halkını Kamışlı halkından ayıran nedir? Suruç halkını Kobani halkından ayıran nedir? Bu coğrafyada yaşayan Kürtler de Türkmenler de Araplar da ve diğer bütün unsurlarıyla kardeşlerimiz de hepimiz kardeşiz. Hepimiz aynı ailenin, aynı coğrafyanın insanlarıyız. Demin, 'Bu sefer mutlaka başaracağız' dedim. Şimdi bir adım daha ileriye gidiyorum. Bu sefer ya biz başaracağız ya emperyalistler başaracak! Biz mutlaka başaracağız. Bunun için hiç tereddüt etmeden Türkiye olarak hep beraber birlik ve beraberlik içerisinde yolumuza devam edeceğiz." Kurtulmuş, 2025-2026 akademik yılın hayırlı ve uğurlu olmasını temenni ederek, sözlerini Kürtçe, "Bi hev re bibin dil bi dil, dest bi dest; aştî li nav me ra best." olan "Birlik olalım, gönül gönüle, el ele olalım, aramızda barış esas olsun." sözleriyle bitirdi. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, tören sonunda katılımcılar, akademisyenler ve öğrencilerle fotoğraf çektirdi. (İLKHA)
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Terörsüz Türkiye sürecine ilişkin, "Türkiye'nin tarihi Türklerin tarihi olduğu kadar Kürtlerin de tarihidir. Hep beraber tarihimize sahip çıkmak, tarihimizi gelecek nesillere aktarmak mecburiyetindeyiz. Hedefimiz daha fazla bütünleştirmek, daha fazla birleştirmek, daha fazla büyütmektir." dedi.

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Dicle Üniversitesi'nin 15 Temmuz Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen 2025-2026 Akademik Yıl Açılış Töreni'ne katıldı.

Kurtulmuş burada yaptığı konuşmada, Terörsüz Türkiye sürecine ilişkin önemli mesajlar verdi. Kurtulmuş ayrıca, siyonist terör rejiminin dün Lübnan'a düzenlediği saldırılara ilişkin de değerlendirmelerde bulunarak tepkisini dile getirdi.

Diyarbakır'ın kültür kenti olduğunu ifade eden Kurtulmuş, bu kentin aynı zamanda evliyaların, sahabenin kenti olduğunu belirterek, "Diyarbakır büyük Kürt medeniyetinin yeşerdiği, geliştiği, büyüdüğü bir kenttir. Diyarbakır aynı zamanda İslam medeniyetinin de önemli merkezlerinden, fikir merkezlerinden birisidir. Bugün itibarıyla da doğu ile batı arasındaki sentezi Mezopotamya ile Anadolu kıtası arasındaki sentezi en iyi şekilde gerçekleştirmiş olan nadide şehirlerimizden birisidir." dedi.

Kurtulmuş, dünyada belki de en zor, en büyük türbülansların yaşandığı bir dönemden geçildiğini dile getirerek, her gün yeni olaylarla, yeni çelişkilerle, çatışmalarla, gerilimlerle dünyanın hemen her bölgesinde, her yöresinde insanoğlunun mücadele ettiğini belirtti.

"israilin saldırganlığı asla kabul edilemez"

siyonist terör rejiminin HAMAS ile ateşkesin ardından Lübnan'a gerçekleştirdiği saldırılara ilişkin konuşan Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Tam da 2 yıldan sonra Gazze'de barış sağlandığını zannettiğimiz, yeni bir barış ikliminin oluşacağını tahmin ettiğimiz bir dönemde saldırgan israil yönetimi dün gece itibarıyla Güney Lübnan'da da yine masum insanların olduğu bölgeleri acımasızca bombalayarak bu bölgede barış istemediğini bir kez daha ortaya koydu. Esasında bu saldırının daha evvel yapılan saldırılardan farkı yoktur. Lübnan'a defalarca saldırmış, Suriye'ye, İran'a, Tunus'a saldırmış, hatta Katar'a bile saldırmış olan siyonist rejimin artık dur durak bilmeyecek bir noktaya geldiği, aldığı desteklerden şımararak Orta Doğu'yu daha da büyük bir kan gölüne çevirmek istediği aşikardır. Buradan açıkça bütün milletimiz adına ifade etmek istiyorum, israilin bu saldırganlığı özellikle dün akşamki saldırganlığı asla kabul edilemez, asla tasvip edilemez, asla hiçbir kimse tarafından onaylanamaz. Bu saldırı vesilesiyle Lübnan halkının yanında olduğumuzu bir kere daha ifade etmek istiyorum. israili bir kere daha en şiddetli şekilde kınadığımızı ve artık israilin bu saldırgan yönetiminin Orta Doğu halkları için bir sorun haline geldiğinin de görülmesi gerektiğini ifade etmek istiyorum. Ümit ederim ki bütün bölge halkları olarak uyanır ve ortak kimliğimize, ortak geleceğimize sahip çıkabiliriz."

"Türkiye terörü geride bırakacak inisiyatifleri kullanarak yoluna devam edecek"

Bu coğrafyanın, bir taraftan dünya genelinde devam eden gelişmelerle, ticaret savaşlarından uzay savaşlarına kadar süren büyük gerilimlerin yaşandığı bir dönemde, tarihte olduğu gibi şimdi de sıkıntısız olmasının düşünülemeyeceğine işaret eden Kurtulmuş, şunları kaydetti:

"Onun için Türkiye'yi, önümüzdeki dönemi 'Türkiye'nin Yüzyılı' haline getirmek, sözü güçlü, gücü tesirli bir Türkiye haline getirmek mecburiyetindeyiz. Esasında 86 milyon olarak hepimizin üzerine düşen, Türkiye'yi yönetenler olarak Türkiye'deki bütün siyasi gruplara düşen ödev, görev Türkiye'yi iki alanda daha ileriye taşımaktır. Bunlardan birisi kendi içimizde tam manasıyla adaleti, barışı, birliği, beraberliği, dirliği sağlayarak silahların değil, sözlerin ve gönüllerin konuşulduğu tam manasıyla özgür, adaletli bir Türkiye'yi inşa etmektir. İkinci büyük sorumluluğumuz ise dünyada yeni ve adil bir küresel düzenin inşa edilmesi için öncü ve sözcü olmak, tekliflerimizi hazırlamaktır. Bu çerçevede dün olduğundan daha fazla üzerimizde büyük sorumluluklar olduğunun altını çizmek isterim. Türkiye artık terörü geride bırakacak inisiyatifleri kullanarak adaleti, demokrasiyi ve kardeşliği güçlendirerek yoluna devam edecek. Böylece iç cephesini tahkim eden bir anlayışla dosta düşmana karşı samimi bir birlik ve beraberliği ortaya koyacak ve bölgesinin istikrar üreten bir ülkesi olmaya devam edecektir."

Kurtulmuş, Türkiye'nin sadece kendisinden sorumlu olmadığına dikkati çekerek, "Başta kendi coğrafyamız olmak üzere yeryüzündeki bütün mazlum milletlerden ve dünyanın her köşesindeki biçare insanlardan da sorumlu olduğumuzu unutmamamız gerekir." dedi.

"İçeride birliğimizi güçlendirip, küresel ölçekte adil bir sistem için mücadele edeceğiz"

Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Son 2 yıldır Gazze'de yaşadıklarımız bize bir kere daha öğretmiştir ki şu günlerde artarak beklenti haline getirilen barış çabalarına rağmen 3 yıldır Ukrayna-Rusya arasında çatışma devam etmektedir Artık dünyada barışı sağlayabilen küresel bir sistem mevcut değildir. Artık dünyada herhangi bir şekilde insanlığın hayrına çalışan bir sistem mevcut değildir. Sadece güçlünün gücünün hâkim olduğu, güçsüz olanın ise ezildiği bir dünya sisteminden bahsediyoruz. Bunu değiştirmek için gayret sarf etmek de Türkiye'nin insanlarının vazifesidir. Hepimizin temel ödevlerinden birisidir. Üniversitelerimizin sorumluluğu budur, siyasetin sorumluluğu budur, sivil toplumun sorumluluklarından birisi budur. Hep beraber hem içeride kendi birliğimizi, dirliğimizi tahkim edecek ve böylece küresel ölçekte de adil bir küresel sistemin kurulması için mücadele edeceğiz."

"Bu sefer başaracağız, bu sefer barış, esenlik ve kardeşlik hâkim olacak"

Kurtulmuş, "Terörsüz Türkiye" sürecine değinerek, "Türkiye'de bir daha kan dökülmemesini, bir daha insanların huzursuz olmamasını ve barış içinde yaşamasını sağlayacak bir sürecin kapılarının sonuna kadar açıldığını biliyoruz ve bu yolda mücadele etmeye devam edeceğiz. En başından en sonra söyleyeceğimi söyleyeyim. Bu sefer başaracağız, bu sefer barış hâkim olacak, bu sefer esenlik hâkim olacak, bu sefer kardeşlik hâkim olacak." diye konuştu.

Kurtulmuş, Türkiye'nin esenlik, barış ve kardeşlik istediğini, 5 Ağustos'tan bu yana TBMM bünyesinde kurulan Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nda bunu ortaya koyduğunu söyledi.

"Aralarında Diyarbakırlı dostlarımızın da olduğu yaklaşık 130 küsur sivil toplum kuruluşu komisyonda dinlenmiş. Herkes fikirlerini ortaya koymuş. Farklı fikirler ve kanaatlere sahip olsalar da hepsi ortak bir cümleyi söylemiştir, 'Artık biz bu memlekette çocuklarımızı değil silahları gömmek istiyoruz. Silahları ortadan kaldırmak istiyoruz." ifadelerini kullanan Kurtulmuş, fevkalade yüksek bir olgunlukla ortaya konulan bu çalışmanın yavaş yavaş nihayete erdiğini belirtti.

"Ana dil, ana sütü kadar helaldir"

Kültürel farklılıkların ayrıştırma aracı olarak değil birleştirme, bütünleştirme aracı olarak görülmesi gerektiğini belirten Kurtulmuş, şöyle konuştu:

"Örnek olarak söylüyorum. Dil insanların kendisini en iyi ifade ettiği alanlardan birisidir. Ayrışmanın değil çok çeşitliliğin ve çok kültürlülüğün yansımasıdır. Ana dil, ana sütü kadar helaldir. Bu ülkede hiç kimse dilini istediği gibi kullanmak istediği için sorgulanamaz. Bir şekilde dil üzerinden memlekette ayrıştırma ya da ayrımcılık yapmanın hesapları yapılamaz çünkü biliyoruz ki dil insanın kalbe en yakın yeridir çünkü biliyoruz ki Türkçe'deki dil kelimesi de bildiğiniz gibi gönül manasına kullanılır. Sadece lisandan yani dilimizle konuştuğumuz lisandan ibaret değildir. Onun için diyoruz ki dillerin üzerinden bir ayrımcılık yapmak asla bizim lügatımızda yazmaz.

Yani yerlerin ve göklerin yaratılması, dillerinizin ve renklerinizin farklı farklı olmasında Allah'ın varlığının, birliğinin işaretleri vardır. Ayrıca Alparslan'ın ve Selahaddin'in çocuklarının, torunlarının lügatında ırkçılık da faşizm de yoktur. Kendi kavmiyetini övmek, başka bir kavmiyeti yermek de yoktur. O da bize çok açık ve net şekilde bildirilen Hucurat Suresinin 13. ayetinde ifade ediliyor. Yani 'Ey insanlar, biliniz ki hepiniz bir anadan bir babadan doğdunuz, sonra birleşip tanışasınız diye kabilelere, kavimlere ayrıldınız. Hiçbirinizin bir diğerine üstünlüğü yoktur. Ancak Allah'a en yakın olanlarınız Allah'ın katında üstündür.' Dolayısıyla bunu bilmiş, bunu asırlar içerisinde özümsemiş, bunu Diyarbakır'ın her taşına, her karışına nakşetmiş bir milletin çocukları arasında ırkçılık, kavmiyetçilik üzerinden bir üstünlüğün dile getirilmesi asla düşünülemez."

"Türkiye'nin tarihi Türklerin tarihi olduğu kadar Kürtlerin de tarihidir"

Kurtulmuş, Selahaddin Eyyubi'nin mirasını yeniden benimseme zamanı olduğunu dile getirerek, "Türkiye'nin tarihi Türklerin tarihi olduğu kadar Kürtlerin de tarihidir. Hep beraber tarihimize sahip çıkmak, tarihimizi gelecek nesillere aktarmak mecburiyetindeyiz. Hedefimiz daha fazla bütünleştirmek, daha fazla birleştirmek, daha fazla büyütmektir. Çünkü biliyoruz ki 1. Sykes-Picot'ta sınırlarla böldükleri bölge halklarının aralarına sınırları koydular ama gönüllerini bölmeyi başaramadılar. Söyler misiniz, 'Nusaybin halkını Kamışlı halkından ayıran nedir? Suruç halkını Kobani halkından ayıran nedir? Bu coğrafyada yaşayan Kürtler de Türkmenler de Araplar da ve diğer bütün unsurlarıyla kardeşlerimiz de hepimiz kardeşiz. Hepimiz aynı ailenin, aynı coğrafyanın insanlarıyız. Demin, 'Bu sefer mutlaka başaracağız' dedim. Şimdi bir adım daha ileriye gidiyorum. Bu sefer ya biz başaracağız ya emperyalistler başaracak! Biz mutlaka başaracağız. Bunun için hiç tereddüt etmeden Türkiye olarak hep beraber birlik ve beraberlik içerisinde yolumuza devam edeceğiz."

Kurtulmuş, 2025-2026 akademik yılın hayırlı ve uğurlu olmasını temenni ederek, sözlerini Kürtçe, "Bi hev re bibin dil bi dil, dest bi dest; aştî li nav me ra best." olan "Birlik olalım, gönül gönüle, el ele olalım, aramızda barış esas olsun." sözleriyle bitirdi.

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, tören sonunda katılımcılar, akademisyenler ve öğrencilerle fotoğraf çektirdi. (İLKHA)

Habere ifade bırak !
Administrator Administrator
Administrator Administrator
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve adanagundemi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
islami chat mekan bizim almanya chat sohbet cinsel sohbet sohbet mobil sohbet