Kahve Kitap
mumsema
Furkan Toramantekin
Köşe Yazarı
Furkan Toramantekin
 

DAVASI AKSA OLANLAR, HEDEFİMİZ ASIL MUHATAPLARIMIZDIR!

  Tarafsız kalmak, aslında taraf tutmaktır derler. Bizler, İsrail’e destek veren ürünleri ve firmaları boykot ettiğimiz (ve etmeye devam edeceğimiz) gibi tarafsız kalan (yani zulme sessiz kalıp aslında taraf tutan) devletleri ve yöneticileri de kınayıp eleştirmemiz, gerekirse boykot etmemiz lazım değil mi? Gücümüz, sözümüz sadece birbirimize ve bu ucube firmalara/markalara mı yetiyor? Dikkat edilmesi gereken hususlara göz attığımızda Gazze için, Filistin ve tüm mazlum coğrafyalar için yaptığımız yürüyüşlerin, gösterilerin, toplantıların, basın açıklamalarının, boykot çağrılarının, duaların ve benzeri yaptığımız tüm eylemlerin muhataplarını doğru bir şekilde tespit etmemiz gerekmektedir ki bu muhataplar sadece halkımız olmamalı; hatta asıl muhataplar yöneticiler olmalıdır. Bu hususa şanlı İslâm tarihimizden âlim İz b. Abdisselam (r.a) örneğini vermek istiyorum. Müslümanların şanlı tarihlerinde de alimler tarafından siyasi mücadelenin hem emri bil-Maruf şeklinde hem de yöneticilere nasihat ve onları muhasebe şeklinde sürekli devam etmiştir. Moğol istilasının baş gösterdiği dönemlerde zamanın Sultan’ul-ulema’sı İz B. Abdisselam’ın siyasi mücadelesi, basireti, şecaati ümmeti ve devleti baş gösterecek fitnelerden uzak tutmanın örnekliğini bizlere göstermektedir ki; hükümdar vekili olan Seyfeddin Kutuz, yaklaşan Moğol tehlikesine karşı Mısır âlimlerini istişare için toplamıştı. İstişare neticesinde heyette, devlet hazinesinin savaş masraflarını karşılayacak yeterlilikte olmayınca savaş hazırlıklarının yapılabilmesi için halktan fazladan vergi alınması kanaati hasıl oldu. Bunun üzerineŞeyh İz bin Abdisselam yine söylenmesi gerekeni söyledi: “Sultan Nureddin Ali azledilsin ve yerine Seyfeddin Kutuz sultan tayin edilsin. Zira düşmanın kapımıza dayandığı bir sırada onlarla savaşmak her Mısırlıya farzdır. Hazinenin durumuna gelince;Öncelikle sultanın, emirlerin(ailelerinin) ve askerlerin ellerindeki değerli mallar/takıları/lüks eşyaları hatta kılıçlarınızdaki takılı süsler bir araya getirilerek satılsın. Eğer, bunlar ihtiyacı karşılayamazsa o zaman halktan yeni vergiler alınır. Sizi temin ederim ki Moğollarla yapacağınız savaşta Allah sizleri zafere ulaştıracaktır.” İz b. Abdisselam’ın bu önerisi meclis tarafından kabul görmüş ve Nureddin Ali azledilerek yerineSeyfeddin Kutuz sultan tayin edilmiştir. Nitekim savaş hazırlıklarına hemen başlayan MuzafferSeyfeddin Kutuz, Ayn-ı Calût mevkiinde Moğollara karşı önemli bir zafer elde etmiştir. Bu zafer Ortadoğu İslam dünyasını da Moğol istilasından kurtarmıştır. İşte biz buradan bile siyasi mücadelenin var oluş mücadelesi olduğunu görüyoruz.Bu mücadele ister Müslümanların bir devleti olduğu dönem olsun isterse de devletlerinin olmadığı dönem olsun her dönemde bu mücadele Müslümanların ihmal edilemeyeceği, her şartta ve süreçte icra edilmesi gereken hayati bir mesele olduğunu unutmamalıyız. Dolayısıyla yaptıklarımızı ve yapacaklarımızı gözden geçirdiğimizde muhataplarımızı unutmamalıyız. Bizim bu eylemlerimizin ilk muhatabıhalktır, onların duyarsız kalmamasını sağlamalıyız. İkinci muhatabımız gasıp Yahudi varlığı ve onun arkasındaki Amerika’dır. Onlara da İslam ümmetinin yaşadığını, diri olduğunu ve Ümmet olduğumuzu ve hegemonyalarının bu ümmet tarafından sonlandırılacağını ilan etmeliyiz. Diğer muhatabımız ise otoriteyi ellerinde bulunduran siyasi liderlerdir. Onlara da İslami sorumluluklarını hatırlatmak ve onları harekete geçmeye teşvik etmeliyiz. Yaptığımız tüm eylemler siyasi bir sonuç üretmeye yönelik olmalıdır. Eğer böyle olmadığı taktirde toplulukların gayretini ve azmini çalmış oluruzmazallah. Onların İslam ve Müslümanlar için gösterdikleri öfkelerini heba etmiş oluruz. Basit bir içki festivalini iptal ettirmek için siyasilere baskı yapan bizler (çünkü bu işin muhatapları onlardır), kardeşlerimiz soykırıma uğrarken tüm yükü, sorumluluğu halkın üzerine yükleyip, tüm eylemleri halktan beklememiz büyük bir tutarsızlık olur. Boykot çağrılarında bile bunu yaşıyoruz. Almayın diyoruz, sadece. Peki neden Müslümanlarla fiili harbi olan devletlerin firmalarının ülkemize girişinin yasaklanmasını, çalışmalarına izin verilmemesini, ruhsatlarının iptal edilmesini vb. siyasi otoriteden talep etmiyoruz? Yaptığımız tüm eylemler en azından yukarıdaki bu üç maddeyi ihtiva etmek zorundadır. Yaptığımız eylemler siyasi sonuç üretmek zorundadır. Çünkü şer’i bakış bunu gerektirmektedir.Yoksa gaz almış oluruz ki bu da VEBALDİR. Sözlerimi, Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz’in şu sözleri ile bitirmek istiyorum: “Kim bir kötülük görürse, onu eliyle değiştirsin. Şayet eliyle değiştirmeye gücü yetmezse, diliyle değiştirsin. Diliyle değiştirmeye de gücü yetmezse, kalbiyle düzeltme cihetine gitsin ki bu imanın en zayıf derecesidir.” (Müslim, Îmân 78. Ayrıca bk. Tirmizî, Fiten 11; Nesâî, Îmân 17) Ümmetimden iki sınıf var ki, onlar salâha ererse insanlar da salâha erer: âmirler / yöneticiler ve fâkihler.”(bk. Kenzu’l-ummal, 6/30).
Ekleme Tarihi: 30 Ekim 2023 - Pazartesi

DAVASI AKSA OLANLAR, HEDEFİMİZ ASIL MUHATAPLARIMIZDIR!

 

Tarafsız kalmak, aslında taraf tutmaktır derler. Bizler, İsrail’e destek veren ürünleri ve firmaları boykot ettiğimiz (ve etmeye devam edeceğimiz) gibi tarafsız kalan (yani zulme sessiz kalıp aslında taraf tutan) devletleri ve yöneticileri de kınayıp eleştirmemiz, gerekirse boykot etmemiz lazım değil mi? Gücümüz, sözümüz sadece birbirimize ve bu ucube firmalara/markalara mı yetiyor?

Dikkat edilmesi gereken hususlara göz attığımızda Gazze için, Filistin ve tüm mazlum coğrafyalar için yaptığımız yürüyüşlerin, gösterilerin, toplantıların, basın açıklamalarının, boykot çağrılarının, duaların ve benzeri yaptığımız tüm eylemlerin muhataplarını doğru bir şekilde tespit etmemiz gerekmektedir ki bu muhataplar sadece halkımız olmamalı; hatta asıl muhataplar yöneticiler olmalıdır.

Bu hususa şanlı İslâm tarihimizden âlim İz b. Abdisselam (r.a) örneğini vermek istiyorum. Müslümanların şanlı tarihlerinde de alimler tarafından siyasi mücadelenin hem emri bil-Maruf şeklinde hem de yöneticilere nasihat ve onları muhasebe şeklinde sürekli devam etmiştir. Moğol istilasının baş gösterdiği dönemlerde zamanın Sultan’ul-ulema’sı İz B. Abdisselam’ın siyasi mücadelesi, basireti, şecaati ümmeti ve devleti baş gösterecek fitnelerden uzak tutmanın örnekliğini bizlere göstermektedir ki; hükümdar vekili olan Seyfeddin Kutuz, yaklaşan Moğol tehlikesine karşı Mısır âlimlerini istişare için toplamıştı. İstişare neticesinde heyette, devlet hazinesinin savaş masraflarını karşılayacak yeterlilikte olmayınca savaş hazırlıklarının yapılabilmesi için halktan fazladan vergi alınması kanaati hasıl oldu. Bunun üzerineŞeyh İz bin Abdisselam yine söylenmesi gerekeni söyledi: “Sultan Nureddin Ali azledilsin ve yerine Seyfeddin Kutuz sultan tayin edilsin. Zira düşmanın kapımıza dayandığı bir sırada onlarla savaşmak her Mısırlıya farzdır. Hazinenin durumuna gelince;Öncelikle sultanın, emirlerin(ailelerinin) ve askerlerin ellerindeki değerli mallar/takıları/lüks eşyaları hatta kılıçlarınızdaki takılı süsler bir araya getirilerek satılsın. Eğer, bunlar ihtiyacı karşılayamazsa o zaman halktan yeni vergiler alınır. Sizi temin ederim ki Moğollarla yapacağınız savaşta Allah sizleri zafere ulaştıracaktır.” İz b. Abdisselam’ın bu önerisi meclis tarafından kabul görmüş ve Nureddin Ali azledilerek yerineSeyfeddin Kutuz sultan tayin edilmiştir. Nitekim savaş hazırlıklarına hemen başlayan MuzafferSeyfeddin Kutuz, Ayn-ı Calût mevkiinde Moğollara karşı önemli bir zafer elde etmiştir. Bu zafer Ortadoğu İslam dünyasını da Moğol istilasından kurtarmıştır.

İşte biz buradan bile siyasi mücadelenin var oluş mücadelesi olduğunu görüyoruz.Bu mücadele ister Müslümanların bir devleti olduğu dönem olsun isterse de devletlerinin olmadığı dönem olsun her dönemde bu mücadele Müslümanların ihmal edilemeyeceği, her şartta ve süreçte icra edilmesi gereken hayati bir mesele olduğunu unutmamalıyız.

Dolayısıyla yaptıklarımızı ve yapacaklarımızı gözden geçirdiğimizde muhataplarımızı unutmamalıyız.

Bizim bu eylemlerimizin ilk muhatabıhalktır, onların duyarsız kalmamasını sağlamalıyız.

İkinci muhatabımız gasıp Yahudi varlığı ve onun arkasındaki Amerika’dır. Onlara da İslam ümmetinin yaşadığını, diri olduğunu ve Ümmet olduğumuzu ve hegemonyalarının bu ümmet tarafından sonlandırılacağını ilan etmeliyiz.

Diğer muhatabımız ise otoriteyi ellerinde bulunduran siyasi liderlerdir. Onlara da İslami sorumluluklarını hatırlatmak ve onları harekete geçmeye teşvik etmeliyiz.

Yaptığımız tüm eylemler siyasi bir sonuç üretmeye yönelik olmalıdır. Eğer böyle olmadığı taktirde toplulukların gayretini ve azmini çalmış oluruzmazallah. Onların İslam ve Müslümanlar için gösterdikleri öfkelerini heba etmiş oluruz.

Basit bir içki festivalini iptal ettirmek için siyasilere baskı yapan bizler (çünkü bu işin muhatapları onlardır), kardeşlerimiz soykırıma uğrarken tüm yükü, sorumluluğu halkın üzerine yükleyip, tüm eylemleri halktan beklememiz büyük bir tutarsızlık olur.

Boykot çağrılarında bile bunu yaşıyoruz. Almayın diyoruz, sadece. Peki neden Müslümanlarla fiili harbi olan devletlerin firmalarının ülkemize girişinin yasaklanmasını, çalışmalarına izin verilmemesini, ruhsatlarının iptal edilmesini vb. siyasi otoriteden talep etmiyoruz? Yaptığımız tüm eylemler en azından yukarıdaki bu üç maddeyi ihtiva etmek zorundadır.

Yaptığımız eylemler siyasi sonuç üretmek zorundadır. Çünkü şer’i bakış bunu gerektirmektedir.Yoksa gaz almış oluruz ki bu da VEBALDİR.

Sözlerimi, Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz’in şu sözleri ile bitirmek istiyorum:

“Kim bir kötülük görürse, onu eliyle değiştirsin. Şayet eliyle değiştirmeye gücü yetmezse, diliyle değiştirsin. Diliyle değiştirmeye de gücü yetmezse, kalbiyle düzeltme cihetine gitsin ki bu imanın en zayıf derecesidir.” (Müslim, Îmân 78. Ayrıca bk. Tirmizî, Fiten 11; Nesâî, Îmân 17)

Ümmetimden iki sınıf var ki, onlar salâha ererse insanlar da salâha erer: âmirler / yöneticiler ve fâkihler.”(bk. Kenzu’l-ummal, 6/30).

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (2)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve adanagundemi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Hacı
(31.10.2023 14:35 - #72191)
Ağzına sağlık yiyenim inşallah olur
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve adanagundemi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Şükrü Hüseyinoğlu
(05.12.2023 23:06 - #72194)
Kaleminize, yüreğinize sağlık kardeşim.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve adanagundemi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler 2023 acotr.org https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler 2023 casino siteleri deneme bonusu veren siteler