Kahve Kitap
Furkan Toramantekin
Köşe Yazarı
Furkan Toramantekin
 

YILBAŞI BATIL ve HARAMDIR, YA DEMOKRASİ NEDİR?

Her sene, yıl sonunda aynı kötü vakalarla karşılaşmak durumunda kalıyoruz. Yaklaştığımız günlerde her yıl olduğu gibi bu yılda ülkemizde yılbaşı hazırlıkları ile, yani bir Hristiyan hadaratıyla karşı karşıya kalıyoruz. Yılbaşı, güya Hz. İsa (as)’ın doğum gününü kutlamak için ortaya atılmış Hristiyan ve batıl bir kutlama günüdür. Bu yetmezmiş gibi, Filistin, Doğu Türkistan ve diğer mazlum beldelerimizin acıları hatta geçtiğimiz günlerde yitirdiğimiz askerlerin acıları unutulmuş ve hazırlıklar tüm hızıyla devam etmektedir. Bizler biliyoruz ki, Ecnebi kültür bir çok yönden Müslümanların şahsiyetlerine, ahlaki ve dini duygularına zarar vermektedir. İslam coğrafyasında Batı hayranı/özentisi olan liderler ve popülerler yüzünden Müslümanlar, batının gayri insani yaşam tarzlarına ayak uymakla karşı karşıyadır. İşte böylesi tehlikeli, zararlı ve kaçınılması farz olan bir ecnebi unsurlardan biri de şüphesiz yılbaşı kutlamalarıdır. Yılbaşı, kutlanma biçiminden de anlaşılacağı üzere Hristiyanlığın bile yasakladığı birçok aşırılığı ve sapkınlığı içerisinde barındırdığından dolayı dini bir mana taşıyan Noel ibadetinden ayrıdır. Resulullah (sav) buyurdu ki “Kim bir kavme benzerse o da onlardandır” (Ebû Dâvud, Libâs, 4/4031) Ebu Saîd el-Hudrî’nin aktarımına göre, Allah’ın Resûlü şöyle buyurdu: “Sizler karış karış, arşın arşın sizden öncekilerin yolunu izleyeceksiniz/onların inançları ve yaşayışlarını ölçü edineceksiniz. İnsanın giremeyeceği küçük bir keler / kertenkele deliğine girecek olsalar, siz de onları takip edeceksiniz. Hz. Peygamberin gelecekle ilgili bu ürpertici açıklaması üzerine biz sahabeler sorduk: “Ya Rasûlallah! (İzlerini takip edeceğimiz bu topluluklar) Yahudiler ve Hristiyanlar mı olacak? Şöyle buyurdu: “Ya başka kimler olacaktı?”  (Buhari, Enbiya 50; Müslim, İlm 6) Düşeceğimiz durumlar hakkındaki bu öngörü Peygamber (s.a.v) tarafından yıllar önce yapılmış ve şu an ki halimiz aynı hadiste ki anlatıya uymaktadır. Bu hadislerin ve uyarıların tam zıttına göre hayatımızı devam ettirdiğimizde ise gideceğimiz yer, kendilerine gönderilen dini tahrif eden Yahudi ve Hristiyanların gideceği cehennemden başka bir yer olmayacaktır mazallah. Bu olumsuz ve batıl düşüncelere karşı başta Diyanet İşleri Başkanlığı olmak üzere bu yanlışı vurgulamak isteyen samimi Müslümanlar gerek sosyal medyada gerekse sahada bu konuyla alakalı ciddi farkındalık çalışmaları yapıyorlar. Allah niyetlerini ve amellerini kabul buyursun. Rabbim onlardan razı olsun ve ayaklarını dinî yolu üzere sabit kılsın. 29 Aralık Cuma gününün hutbesinde aşağıdaki güzel nasihatler yer almaktadır: “Değerli Kardeşlerim! Bu soruların cevabını düşünerek bu günümüzü bir milat kılalım. Kalan ömrümüzü Rabbimizin rızası doğrultusunda geçirmeye çalışalım. İman, ibadet ve güzel ahlakla bezenmiş bir hayatla bu dünyadan ayrılmanın gayretinde olalım. Dinimizde ve kültürümüzde yer almayan yılbaşı eğlenceleri, Noel baba figür ve kıyafetleri, çam ağacı süslemeleri gibi yanlış tutum ve davranışlardan uzak duralım. Kötülüklerin anası olan alkol, ocakları söndüren kumar, umutları tüketen şans oyunları ve piyango gibi haramlarla sağlığımızı, zamanımızı ve kazancımızı heba etmeyelim.”     Peki yılbaşı, alkol, kumarvs. batıl ve haram da, yine aynı hadarattan/nizamdan ortaya çıkmış, yine Batılıların icat ettiği ve kapitalizmden üremiş olan, İslam ile hiçbir alakası olmayan demokrasi ve laiklik nedir? Demokrasi ve laiklik nereden gelme? Dinimizde bir yeri var mı? NOEL HİRİSTİYAN ADETİDE DEMOKRASİ KİMİN ADETİDİR! Müslümanlar ne ara hiç bizim olmamış ve de olmayacak olan, küfür sistemi olan demokrasinin İslam’dan olmadığını konuşamaz oldular ve hatta destekler hale geldiler? Demokrasi; Osmanlı Hilâfet Devleti’nden sonra biz Müslümanlara zorla dikte edilen, İslam Aleminin batıya kulluk eden zalimlerin makyajı, zulmünü gizleyen ve esaretimizi bize unutturan, Batı icadı koca bir yalandır. Demokrasi faizi, içkiyi, kumarı, zinayı helal kılan, kısacası Allah’ın haramlarını hiçe sayan ve egemenliği Allah’tan alıp beşere veren sistem değil midir? Demokrasi kâfirlerin, zalimlerin, fasıkların Müslümanlara altın tepside sunduğu zehirli, küfrün tacı, toplumu ifsad eden bir yönetim şekli değil midir? Demokrasi ne İslamidir ne de İslâm’la bağdaşır. Demokrasi bir aldatmacadır. Demokrasi iki başlı bir yılandır. Demokrasi ne yerlidir ne de millidir. Batıdan getirilmiş hürriyet türküleriyle Müslümanları oyalayan bir aldatmacadır.                                  Ey Müslümanlar!  Özümüze dönelim, İslam’a dönelim. Bizim özümüzde Batılılaşmak ve Demokrasi  yoktur! Bizim özümüzde sadece ve sadece İslâm vardır. Allah aşkına, sadece gücümüzün yettiği şeyleri mi konuşacağız hep böyle? İşimize gelenleri mi konuşacağız yani! Yılbaşı, zina, uyuşturucu, alkol vb. Cürümleri anlatıyorsunuz peki tüm bu cürümleri bizlere getiren demokrasi, laiklik, Cumhuriyet hakkında konuşmayacak mısınız! Allah’ın hükmü, yeryüzündeki hakkı gasp edilmiş, bizler hala yılbaşını mı konuşacağız? Elbette ki elimizden geldiğince emr-i bi’l-ma’ruf ve nehy-i ani’l-münker i son nefesimize kadar yapmalıyız ancak demokrasi en büyük cürüm değil midir ve emr-i bi’l-ma’ruf ve nehy-i ani’l-münker’i demokrasi için de konuşmayacak mıyız? Sadece cılız bir şekilde sosyal medya ve davet delikanlılığı mı yapacağız? “Hakk’a bâtılı karıştırıp da bile bile hakkı gizlemeyin.” (Bakara, 42) Bizler, Allah’ın hükmü yeryüzüne hakim olsun diye Taif’te taşlanan Resulullah (sav)’in ümmetiyiz, nice zulüm ve eziyetlere katlanmış sahabenin yollarını takip eden İslam ümmetiyiz. İslam’ın hükümlerinin yerine Batı âdetlerine karşı takınmış olduğu tavırlardan ötürü idama mahkûm edilen İskilipli Atıf Hoca’nın, Şalcı Bacı’nın, İslâm’ın yönetim şekli olan Hilâfet yerine var edilmeye çalışılan laik demokratik sisteme karşı kıyam ettiği için şehit edilen Şeyh Saidi Piran’ın ; “İstanbul mutlaka fethedilecektir. Onu fetheden komutan ne güzel komutan, o ordu ne güzel ordudur.” hadis-işerifini kendisine düstur edinen Fatih sultan Muhammed Han’ın torunlarıyız? Bize düşen tüm cürümlerin başı olan demokrasi ve laiklik denen palavraların en büyük nehiy olduğunu vurgulamaktadır. Sorunlarımızın kaynağı bizi kimin yönettiği değil, neyle yönettiğidir. Demokraside, yöneticiler ve meclisler, kendi istek ve arzularına göre sefaletimize neden olan yasalar yaparlar. İslam hukukunda ise arazi yasası Allah’ın indirdiği ilahi metinden türetilmiştir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu: “Aralarında, Allah’ın indirdiği ile hükmet. Onların arzularına uyma ve Allah’ın sana indirdiğinin bir kısmından (Kur’an’ın bazı hükümlerinden) seni şaşırtmalarından sakın.” [Maide 49] Demokrasi, güçlülerin kendi çıkarlarına uygun yasalar yapmasına izin verirken İslam, yasaların Kur’an ve Sünnetten türetilmesini emreder. Demokrasi ve laiklik, Müslümanların zihninden İslam’ın Devleti mefhumuna maalesef ki ciddi zararlar verip unutulma derecesine getirmiştir. Demokrasiyi Ortadan kaldıralım ve kurulacak müjdelenmiş olan hilâfeti teklif edelim ve gerçek değişim İçin Hilafeti isteyelim. Hilafetin yeniden kurulması, bizi güçlendirecek ve düşmanlarımızı geri çekilmeye zorlayacaktır. Hilafet, ABD de dâhil olmak üzere düşmanlarımızla olan ittifakı sonlandıracak, diplomatik, askeri ve ekonomik bağları kesecektir. Hilafet, Müslüman ülkeleri güçlü ve zengin tek bir devlette birleştirmek için çalışacaktır. Hilafet, Müslüman ülkeleri kurtarmak için cihat farzını yerine getirecektir. Hilafet, İslam davetini tüm insanlığa taşıyacak, davetin önünde duran engelleri ortadan kaldıracak, İslam’ın yeniden dünyada egemen olmasını sağlayacaktır. Ve hilâfet, kanayan yaralarımızı, Filistin’i, Doğu Türkistan’ı ve cümlemizi kurtaracaktır biiznillah. Zira Resulullah sav, şöyle buyurmuştur: “Muhakkak ki imam (Halife) kalkandır. Onunla savaşılır ve korunulur.” (Müslim K. İmara H. No:1851). Bu yüzden ey Müslümanlar! Demokrasinin yanlış ve haram olduğunu vurgulama uğrunda enerjinizi harcayın. Kökünden kurumuş ağacın kurumuş yapraklarıyla uğraşmayalım. Hakkı hiçbir kınayıcının kınamasından konuşalım. Muhakkak ki doğrular İslam’a, yanlışlar bizlere aittir. “Hayırlı ameller işleyin, amellerinizde samimi olun. Allah, Rasulü ve mü’minler amellerinizi görecektir. Duyu ve bilgi alanı ötesini, gayb âlemini ve görülen âlemi bilenin huzuruna varacaksınız. İşlemekte olduğunuz amelleri birer birer ortaya koyarak sizi hesaba çekecektir” de. (Tevbe 105)
Ekleme Tarihi: 30 Aralık 2023 - Cumartesi

YILBAŞI BATIL ve HARAMDIR, YA DEMOKRASİ NEDİR?

Her sene, yıl sonunda aynı kötü vakalarla karşılaşmak durumunda kalıyoruz. Yaklaştığımız günlerde her yıl olduğu gibi bu yılda ülkemizde yılbaşı hazırlıkları ile, yani bir Hristiyan hadaratıyla karşı karşıya kalıyoruz. Yılbaşı, güya Hz. İsa (as)’ın doğum gününü kutlamak için ortaya atılmış Hristiyan ve batıl bir kutlama günüdür. Bu yetmezmiş gibi, Filistin, Doğu Türkistan ve diğer mazlum beldelerimizin acıları hatta geçtiğimiz günlerde yitirdiğimiz askerlerin acıları unutulmuş ve hazırlıklar tüm hızıyla devam etmektedir.

Bizler biliyoruz ki, Ecnebi kültür bir çok yönden Müslümanların şahsiyetlerine, ahlaki ve dini duygularına zarar vermektedir.

İslam coğrafyasında Batı hayranı/özentisi olan liderler ve popülerler yüzünden Müslümanlar, batının gayri insani yaşam tarzlarına ayak uymakla karşı karşıyadır. İşte böylesi tehlikeli, zararlı ve kaçınılması farz olan bir ecnebi unsurlardan biri de şüphesiz yılbaşı kutlamalarıdır. Yılbaşı, kutlanma biçiminden de anlaşılacağı üzere Hristiyanlığın bile yasakladığı birçok aşırılığı ve sapkınlığı içerisinde barındırdığından dolayı dini bir mana taşıyan Noel ibadetinden ayrıdır.

Resulullah (sav) buyurdu ki “Kim bir kavme benzerse o da onlardandır” (Ebû Dâvud, Libâs, 4/4031)

Ebu Saîd el-Hudrî’nin aktarımına göre, Allah’ın Resûlü şöyle buyurdu: “Sizler karış karış, arşın arşın sizden öncekilerin yolunu izleyeceksiniz/onların inançları ve yaşayışlarını ölçü edineceksiniz. İnsanın giremeyeceği küçük bir keler / kertenkele deliğine girecek olsalar, siz de onları takip edeceksiniz. Hz. Peygamberin gelecekle ilgili bu ürpertici açıklaması üzerine biz sahabeler sorduk: “Ya Rasûlallah! (İzlerini takip edeceğimiz bu topluluklar) Yahudiler ve Hristiyanlar mı olacak? Şöyle buyurdu: “Ya başka kimler olacaktı?”  (Buhari, Enbiya 50; Müslim, İlm 6)

Düşeceğimiz durumlar hakkındaki bu öngörü Peygamber (s.a.v) tarafından yıllar önce yapılmış ve şu an ki halimiz aynı hadiste ki anlatıya uymaktadır.

Bu hadislerin ve uyarıların tam zıttına göre hayatımızı devam ettirdiğimizde ise gideceğimiz yer, kendilerine gönderilen dini tahrif eden Yahudi ve Hristiyanların gideceği cehennemden başka bir yer olmayacaktır mazallah.

Bu olumsuz ve batıl düşüncelere karşı başta Diyanet İşleri Başkanlığı olmak üzere bu yanlışı vurgulamak isteyen samimi Müslümanlar gerek sosyal medyada gerekse sahada bu konuyla alakalı ciddi farkındalık çalışmaları yapıyorlar. Allah niyetlerini ve amellerini kabul buyursun. Rabbim onlardan razı olsun ve ayaklarını dinî yolu üzere sabit kılsın. 29 Aralık Cuma gününün hutbesinde aşağıdaki güzel nasihatler yer almaktadır:

“Değerli Kardeşlerim!

Bu soruların cevabını düşünerek bu günümüzü bir milat kılalım. Kalan ömrümüzü Rabbimizin rızası doğrultusunda geçirmeye çalışalım. İman, ibadet ve güzel ahlakla bezenmiş bir hayatla bu dünyadan ayrılmanın gayretinde olalım. Dinimizde ve kültürümüzde yer almayan yılbaşı eğlenceleri, Noel baba figür ve kıyafetleri, çam ağacı süslemeleri gibi yanlış tutum ve davranışlardan uzak duralım. Kötülüklerin anası olan alkol, ocakları söndüren kumar, umutları tüketen şans oyunları ve piyango gibi haramlarla sağlığımızı, zamanımızı ve kazancımızı heba etmeyelim.”

 

 

Peki yılbaşı, alkol, kumarvs. batıl ve haram da, yine aynı hadarattan/nizamdan ortaya çıkmış, yine Batılıların icat ettiği ve kapitalizmden üremiş olan, İslam ile hiçbir alakası olmayan demokrasi ve laiklik nedir? Demokrasi ve laiklik nereden gelme? Dinimizde bir yeri var mı? NOEL HİRİSTİYAN ADETİDE DEMOKRASİ KİMİN ADETİDİR!

Müslümanlar ne ara hiç bizim olmamış ve de olmayacak olan, küfür sistemi olan demokrasinin İslam’dan olmadığını konuşamaz oldular ve hatta destekler hale geldiler?

Demokrasi; Osmanlı Hilâfet Devleti’nden sonra biz Müslümanlara zorla dikte edilen, İslam Aleminin batıya kulluk eden zalimlerin makyajı, zulmünü gizleyen ve esaretimizi bize unutturan, Batı icadı koca bir yalandır. Demokrasi faizi, içkiyi, kumarı, zinayı helal kılan, kısacası Allah’ın haramlarını hiçe sayan ve egemenliği Allah’tan alıp beşere veren sistem değil midir?

Demokrasi kâfirlerin, zalimlerin, fasıkların Müslümanlara altın tepside sunduğu zehirli, küfrün tacı, toplumu ifsad eden bir yönetim şekli değil midir? Demokrasi ne İslamidir ne de İslâm’la bağdaşır. Demokrasi bir aldatmacadır. Demokrasi iki başlı bir yılandır. Demokrasi ne yerlidir ne de millidir. Batıdan getirilmiş hürriyet türküleriyle Müslümanları oyalayan bir aldatmacadır.                                  Ey Müslümanlar!  Özümüze dönelim, İslam’a dönelim. Bizim özümüzde Batılılaşmak ve Demokrasi  yoktur! Bizim özümüzde sadece ve sadece İslâm vardır.

Allah aşkına, sadece gücümüzün yettiği şeyleri mi konuşacağız hep böyle? İşimize gelenleri mi konuşacağız yani! Yılbaşı, zina, uyuşturucu, alkol vb. Cürümleri anlatıyorsunuz peki tüm bu cürümleri bizlere getiren demokrasi, laiklik, Cumhuriyet hakkında konuşmayacak mısınız! Allah’ın hükmü, yeryüzündeki hakkı gasp edilmiş, bizler hala yılbaşını mı konuşacağız?

Elbette ki elimizden geldiğince emr-i bi’l-ma’ruf ve nehy-i ani’l-münker i son nefesimize kadar yapmalıyız ancak demokrasi en büyük cürüm değil midir ve emr-i bi’l-ma’ruf ve nehy-i ani’l-münker’i demokrasi için de konuşmayacak mıyız? Sadece cılız bir şekilde sosyal medya ve davet delikanlılığı mı yapacağız?

“Hakk’a bâtılı karıştırıp da bile bile hakkı gizlemeyin.” (Bakara, 42)

Bizler, Allah’ın hükmü yeryüzüne hakim olsun diye Taif’te taşlanan Resulullah (sav)’in ümmetiyiz, nice zulüm ve eziyetlere katlanmış sahabenin yollarını takip eden İslam ümmetiyiz. İslam’ın hükümlerinin yerine Batı âdetlerine karşı takınmış olduğu tavırlardan ötürü idama mahkûm edilen İskilipli Atıf Hoca’nın, Şalcı Bacı’nın, İslâm’ın yönetim şekli olan Hilâfet yerine var edilmeye çalışılan laik demokratik sisteme karşı kıyam ettiği için şehit edilen Şeyh Saidi Piran’ın ; “İstanbul mutlaka fethedilecektir. Onu fetheden komutan ne güzel komutan, o ordu ne güzel ordudur.” hadis-işerifini kendisine düstur edinen Fatih sultan Muhammed Han’ın torunlarıyız? Bize düşen tüm cürümlerin başı olan demokrasi ve laiklik denen palavraların en büyük nehiy olduğunu vurgulamaktadır.

Sorunlarımızın kaynağı bizi kimin yönettiği değil, neyle yönettiğidir. Demokraside, yöneticiler ve meclisler, kendi istek ve arzularına göre sefaletimize neden olan yasalar yaparlar. İslam hukukunda ise arazi yasası Allah’ın indirdiği ilahi metinden türetilmiştir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu: “Aralarında, Allah’ın indirdiği ile hükmet. Onların arzularına uyma ve Allah’ın sana indirdiğinin bir kısmından (Kur’an’ın bazı hükümlerinden) seni şaşırtmalarından sakın.” [Maide 49] Demokrasi, güçlülerin kendi çıkarlarına uygun yasalar yapmasına izin verirken İslam, yasaların Kur’an ve Sünnetten türetilmesini emreder.

Demokrasi ve laiklik, Müslümanların zihninden İslam’ın Devleti mefhumuna maalesef ki ciddi zararlar verip unutulma derecesine getirmiştir. Demokrasiyi Ortadan kaldıralım ve kurulacak müjdelenmiş olan hilâfeti teklif edelim ve gerçek değişim İçin Hilafeti isteyelim.

Hilafetin yeniden kurulması, bizi güçlendirecek ve düşmanlarımızı geri çekilmeye zorlayacaktır. Hilafet, ABD de dâhil olmak üzere düşmanlarımızla olan ittifakı sonlandıracak, diplomatik, askeri ve ekonomik bağları kesecektir. Hilafet, Müslüman ülkeleri güçlü ve zengin tek bir devlette birleştirmek için çalışacaktır. Hilafet, Müslüman ülkeleri kurtarmak için cihat farzını yerine getirecektir. Hilafet, İslam davetini tüm insanlığa taşıyacak, davetin önünde duran engelleri ortadan kaldıracak, İslam’ın yeniden dünyada egemen olmasını sağlayacaktır.

Ve hilâfet, kanayan yaralarımızı, Filistin’i, Doğu Türkistan’ı ve cümlemizi kurtaracaktır biiznillah. Zira Resulullah sav, şöyle buyurmuştur: “Muhakkak ki imam (Halife) kalkandır. Onunla savaşılır ve korunulur.” (Müslim K. İmara H. No:1851).

Bu yüzden ey Müslümanlar! Demokrasinin yanlış ve haram olduğunu vurgulama uğrunda enerjinizi harcayın. Kökünden kurumuş ağacın kurumuş yapraklarıyla uğraşmayalım. Hakkı hiçbir kınayıcının kınamasından konuşalım. Muhakkak ki doğrular İslam’a, yanlışlar bizlere aittir.

“Hayırlı ameller işleyin, amellerinizde samimi olun. Allah, Rasulü ve mü’minler amellerinizi görecektir. Duyu ve bilgi alanı ötesini, gayb âlemini ve görülen âlemi bilenin huzuruna varacaksınız. İşlemekte olduğunuz amelleri birer birer ortaya koyarak sizi hesaba çekecektir” de. (Tevbe 105)

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (1)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve adanagundemi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Serdar
(07.01.2024 10:05 - #72200)
Allah razı olsun kardeşim
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve adanagundemi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler 2023 acotr.org https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler 2023 casino siteleri deneme bonusu veren siteler