Gece yarısıydı . Ağlamak istiyor ama ağlayamıyordu.
Vücudunun her yanı titriyordu.
Şimdiye kadar böyle bir duyguyu hiç yaşamamıştı.
Düşünceler beyninin her hücresini sarmıştı.
Babasını hayal etti. Daha bu sabah birlikte kahvaltı etmişlerdi.
Derin bir iç çekti!
Ne cennet ne de cehennem boşuna yaratılmış olamazdı.
Ve aslında insanlar;
Bu dünyada cenneti yada cehennemi satın alıyorlardı.
Sırtına sarar gibi yorganını
Bu günden,hazırlar,yüklenir ve taşırdı yarına insanoğlu.
Nevalesi katran ya da bal şerbeti…
Yarın çok geç olabilir, dedi sessizce
Yarın diye bir an,bir zaman hiç gelmeyebilir.
Aslında bugünü olmayanlar için,yarın zaten yok.
Bugün varsa yarın var,bugün kayıpsa yarın da kayıp.
Belki de hiç başlamayacak…
Bir an boğazı düğümlendi,sonra mırıldanmaya devam etti!
Yarına bugünden hazırlanmak gerek
Bugün yanıbaşımızda,yarın ise çok uzaklarda.
Önce bugünümüzü kurtararak başlamalıyız yarına
Önce bugünden başlayarak hazırlanmalıyız hayata.
Ancak o zaman yarınlar yakınlaşır,küsmez insana.
Birden bire babasının ölümüyle daha da artacak olan sıkıntılar geldi aklına
İyice bunaldığını hissetti.Nice sonra toparlandı.
Sıkıntılar elbette olacak.Hayat sarp bir yokuş.
İnsana düşen bu yokuşu tırmanmak.
Belki acı,sıkıntı ve zorlu bir imtihan önümüzdeki.
Belki de acılar sevince dönüşecek kim bilir?
Yeter ki acının da sevincin de insan için olduğunu unutmasın.
Yeter ki;Rahmet’i Rahman’dan ümidini kesmesin.
Yeter ki ;imtihan bilinciyle hayatı kucaklasın.
İşte o zaman ALLAH tutacaktır elinden insanın
İşte o zaman;onursuzluk batağında debelenen insan,
Yarını olmayan bedbahtlara; sarp yokuştan tebessüm eder.
Uzun bir süre sustu.Öylece düşündü.
Gözyaşları aniden sağanak gibi boşaldı.Ağladı,ağladı…
İçini rahatlatan Davud’i bir ses geldi kulağına
HAYYAL ES SELAH,HAYYAL EL FELAH
Sabır ve azimle aydınlık ufuklara doğru yürüyüş başlasın
Hemen şimdi…
Önce temizlendi abdestle sonra koştu kurtuluşa.