Kılıçdaroğlu, Konya mitinginde "Uzun süre koltuğunda oturup, koltuğundan kalkmayan insanın yaptığı bir pislik vardır. Yani altına etmiş demektir." ifadelerini kullanmıştı. Sözlerinin devamında, "Koltuklarından kalkmak istemiyorlar değil mi? Niye kalkmak istemiyorsunuz? Neden halkın iradesine saygı göstermek istemiyorsunuz? Halkın iradesine saygı gösterin." diyordu.   İster iktidara deyin, ister Recep Tayyip Erdoğan'a deyin sözü döndü dolaştı  kendi ayağına dolaştı. Bu sözlerini seçimden hemen sonra kamuya hatırlatmıştım.   Bu lafların satır arasında Türk solu ve CHP seçimle geleni darbeyle gelmiş ya da seçimle gelmiş seçimle de gönderilmiş de gitmiyormuş havası vererek diktatör intiba oluşturmaya çalışıyor. Bu saçmalığa inanan milletvekilliği oylarına bakarak şöyle izah etmeye çalışayım. CHP % 25.35 oy aldı. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ise ilk turda % 44.88 ikinci turda %47.82 oy aldı. CHP'in oylarıyla cumhurbaşkanı adayının oyları baktığımızda CHP'nin hiç de başarılı olmadığını göstermektedir. Bir önceki seçimde Muammer İnce'yi hatırlayalım. %30.8 oy almıştı. CHP tarihinin en yüksek oyu olarak kabul edilmişti. Ki bu bir manuplasyondu. Tabir-i caiz ise ceketini koysa %50+1 kişiden oy alabilen Erdoğan ile yarışan bir Kılıçdaroğlu değil, CHP var. Cumhurbaşkanlığı için alınan oyları da CHP kendi hanesinde göstermeye çalışmaktadır. Partiler üstü bir kimliğe sahip olan Recep Tayyib Erdoğan faktörü mevcut. Yani seçmen Erdoğan'ın şahsına gösterdiği teveccühü genel başkanı olduğu partiye gösterdiği teveccühü göstermemektedir ama mecliste de yalnız bırakmamaktadır.   CHP ve diğer siyasi parti genel başkanlarının halkta böyle bir karşılığı olmamakla birlikte bu durumu sandıkta da görebiliyoruz.   Yazımızın başına dönecek olursak Kılıçdaroğlu girdiği bütün seçimleri kaybetmesine rağmen pervasızca  "Uzun süre koltuğunda oturup, koltuğundan kalkmayan insanın yaptığı bir pislik vardır. Yani altına etmiş demektir." diyebiliyor. Halka demokrasi çığırtkanlığı yapıp genel başkanı olduğu CHP'de monarşi ile ya da dikta bir yönetimle koltuğunu bırakmak istemediğini görebiliyorsunuz. Bütün bu yaşananlar olmamış gibi muhalifi iktidara "Koltuklarından kalkmak istemiyorlar değil mi? Niye kalkmak istemiyorsunuz? Neden halkın iradesine saygı göstermek istemiyorsunuz? Halkın iradesine saygı gösterin." diyerek sanki halk istemiyor da Recep Tayyib Erdoğan gitmiyormuş izlenimi vermeye çalışıyor. Bir kere seçmene saygısızlık, seçilene ve makamına saygısızlık. Talip olduğunuz yere tayin ediciye yani seçmene saygınız yok ise yarın hasbel kader seçilseniz nasıl bir saygı hissettireceksiniz ve nasıl bir saygı duyacaksınız?   Ben söyleyeyim. İlk turda alınan oylarınızla ikinci turda alınan oylarınızla size rey vermeyenlere yapılan hakaretler, ithamlar, baskılar, tehditler vs. vs. sizin ne kadar samimi olduğunuzu gösteriyor.   "Halka biz kimi gösterirsek oy vereceksiniz." Abartarak söylüyorum "Eşek gibi vereceksiniz" havası yok mu seçmeni ne yerine koyduğunuzu göstergesidir. Öyle değilse -içinizden bazı sesler- neden hakaret ediyor. Demokrasi diyorsunuz, çoğunluğun tercihine neden saygı göstermiyorsunuz?   CHP kendi yaşattıklarının kendine yansıyan travmasında boğuluyor. Halkta karşılığı yok! Aldığı oy %25.35 ötesi yok. Ağzıyla kuş tutsa %27 olur. Kılıçdaroğlu'nun almış olduğu reyler Recep Tayyib Erdoğan'ın aldığı reylerle aynı gerçekliği taşımamaktadır. Önceki seçimleri hatırlatarak yazıyı uzatmaya gerek yok. Erdoğan milletvekillerini bile kendi şahsi seçmen tercihiyle meclise gönderen bir sevgiye sahip, siz neye sahipsiniz? CHP neye sahip. Hali hazırda %25 bir oyu var. Bir ara onu da kaybetmişti. Mecliste temsil kabiliyetini yitirmişti.   Önce muhalefetinizin seçmeniyle konuşmayı, muhatap almayı öğreneceksiniz. Saygı duyacaksınız. Yukarıdan bakarak seçmenin nezdinde küçülmeyeceksiniz. Yaptığınız ağır ithamların ayağınıza dolaşacağını hatırlayacaksınız.   Sıkışınca bütün siyasi partiler CHP'den çıktı deniyor. Peki hiç düşündünüz mü? Boynuz kulağı geçiyor. Oysa boynuz duymaz ama sağır olan CHP yönetimleri oluyor. Ha bir de bu boynuzların kulakları da oluyor. Ne garip değil mi?   Kılıçdaoğlu'na tavsiyem önümüzdeki genel seçimde 80 yaşında olacaksınız. Seçilseniz 85 yaşında görev süreniz dolacak. O da meçhul. Derler ya kim öle kim kala.   Sahi sizin ifadenizle "Koltuklarından kalkmak istemiyorlar değil mi? Niye kalkmak istemiyorsunuz? Neden halkın iradesine saygı göstermek istemiyorsunuz? Halkın iradesine saygı gösterin." diyorum. Halk sizi istemiyor. İstemiş olsa en az bir kere seçim kazanırdınız. O da yok.   Wikipedi'de gördüm. Ama meydanlarda hiç duymadığım takma adlarınız varmış. Bunlar: Demokrat Amca, Sakin Güç, Piro, Bay Kemal, Türkiye'nin Gandi'si, Gandi Kemal, Demokrat Dede.   Demokrat amca ve dedelere baktım da koltuğu bırakmayışınızı görünce bunu kim ya da kimler söylemiş olabilir dedim. Sakin Güç demişler... Sanırım bu CHP içinde geçerli. Millete yansıyan bir şey fark etmedim. Piro da CHP içinde kullanılmış olsa gerek.  Halka piroluk yani liderlik yansıttınız mı ben fark etmedim? Bay Kemal ise Sayın Cumhurbaşkanımızın meydanlardan size kullandığı bir hitap şekli. Son seçimlerde Bay Bak Kemal ikinci turda Bay bay, Bay Kemal demişti. Gandi'ye gelince benzerliğinizden dolayı söylenmiş bir lakap ya da takma ad. Eğer ki "gandi" benzetmesi üzerine konuşacak olursak Gandi İngilizlere karşı mücadele etmişti siz neye ve kime karşı mücadele ettiniz? Recep Tayyip Erdoğan'a her seçimde oy veren yaklaşık %53'lük seçmene karşı mı mücaade veriyorsunuz?   Takma adlarınız bile takma duruyor.