تا در طلب گوهر كانى كانى تا در هوس لقمئ نانى نانى أن نكتئ رمز اگر بدانى دانى هر چيز كه در جستنى آنى آنى   Tâ der talabi gevher kâni kânî,tâ der hevesi lukmaî nâni nânî,în nükteî remz eğer bidânî dânî,her çiz ki der custeni âni ânî   Her doğru, faydalı ve güzel sözün, kimden gelirse gelsin ve sahibi bilinsin bilinmesin bir berraklığı bir ahengi ve derinliği vardır.   Yukarıdaki sözler de bu kabilden güzel sözlerdir, sözlerin kâili ve sahibi şunu diyor: (Ey insan)! Sen madendeki inciyi arıyorsan madensin, lokma derdine düşersen ekmeksin, bu gizli manayı biliyorsan âlimsin  (yani meseleyi anladın o zaman fazla uzatmadan şunu diyelim) Sen neyi arıyor ve neyin peşinde koşuyorsan, osun.   Ahiret yolcusu olan insan, " Nasıl yaşarsa öğle ölür, nasıl ölürse öğle diriltilir" El -Heytemi Zevâcir: 2/201 "Öldüğü gibi diriltilir"  El- A'lam 4/453. Bu rivayetlere bakılırsa insanın dünyada uğraştığı şey ölümünü ve dirilişini etkiler, o zaman insanın neyle uğraştığı çok daha da önem kazanıyor.   Kişi ne zaman öleceği belli olmadığı için her an kendisini yüce Allah'a manen yaklaştıracak amellerle, fikir ve düşüncelerle, işlerle meşgul olmaya gayret etmelidir, yüce Allah'ı anmak, O'nu zikretmek, düzgün bir namaz, Kur'an'ı Kerim tilaveti, hayır işlerde bulunmak, hayırlı konuşmak, işe ciddî sarılmak, kısacası Hakk'ın ve halkın hizmetinde bulunmak gibi ulvi işlerle uğraşmalı.   Bu ve benzeri güzel işlerle uğraşan kul, hem uğraştığı şeyin kaliteli oluşu itibariyle yüce Allah'ın katında derecesi yükselmiş olur, hem de nasıl yaşıyorsa o şekilde öleceğine göre son nefeslerini imanla, kelime-i tevhid ile vererek yüce Allah'a kavuşmuş olur.   Eline aldığı Kur'an-ı Kerimi açmış okurken, farz vacip sünnet herhangi bir namaz kılarken, huzurlu bir şekilde yüce Allah'ı zikrederken, çocuklarının rızkını temin etmek için işine gidip gelirken, farz vacip sünnet bir orucu tutarken vefat eden bir mü'min düşünelim, en azından bizlere göre gıpta edilen bir ölüm ile ölmüş olur.   Ey âlemlerin rabbi olan yüce Allah! Bizlere ve bütün mümin kardeşlerimize mü'min yaşamayı, Hakk’a ve halka hizmet etmeyi, imanla ölmeyi nasîb eyle Âmîn.