ليتك تحلو والحياة مريرة ليتك ترضى والانام غضاب ليت بينى وبينك عامر  وبينى وبين العالمين خراب اذا صح منك الود يا غاية المنى فكل الذى فوق التراب تراب   Leyteke tahlû vel hayâtu marîyratün,leyteke terdâ vel enêmu ğıdâbün, leyte beynî ve beyneke âmirün, ve beynî ve beynel âlemîne harâbün, İzê sahha minkelvuddû yâ ğayet el münê, feküllüllezi  fevkattürâbi türâbün. (Allahım) seninle aram tatlı(iyi) olsa da, varsın hayat acı (zor ve zorluklarla dolu ) olsun, ah keşke sen benden razı olsan da, varsın İnsanlar bana gazap etsin(kızsın). Ah keşke seninle aram ma'mur olsa, varsın insanlarla aram harap (bozuk) olsun. Eğer sana olan sevgim doğru ve makbul bir sevgi ise( hele hele sen beni seviyorsan Allahım gerisinin bir önemi yok) zira toprağın üzerinde ne varsa zaten(bir gün)toprak olmaya mahkûmdur. Bunu söyleyebilen ve altını doldurma gayreti içinde olan bir mü'min, işin farkına varan, yolu ve yordamı bilen bir mü’min olmuş demektir. Yüce Allah ile arası ma'mur olan bir mu'minin, insanlarla da arası iyi olur, iyi olmasa bile Allah'ın izniyle ona kimse zarar veremez, insanlar ona zarar verse bile, bunu kendi lehine kabul eder ve; Yüce Allah'ın takdiridir bunda da bir hayır vardır der, bundan bile kendine pay çıkarır ve şartları lehine çevirir. Böyle bir mümin dünyayı bir vesile ve bir vasıta görür, ebedi kalacağı bir yer gibi görmez, dünyayı ahiretin tarlası görür ve ahirette biçeceği ekinin ekildiği bir tarla mesabesinde görür. Dünyada ektiğini ve ettiğini ahirette biçince ve görünce yüzü güler, mutlu olur buna muvaffak kıldığı için  Allah'a şükreder. Eğer bir müminin yüce Allah ile arası iyi ve bütün gayesi Allah'ın rızası ise, yüce Allah ile arası ma'mur ve bayındır ise, dünyada bir insanın elde edebileceği en üstün nimet ve mutluluk budur, böyle bir yaşama ve hayata cennet dense asla abartı olmaz. Ey alemlerin Rabbi olan Yüce Allah'ım! Cenneti ve cennete götürecek olan amelleri ve sözleri bizlere ve bütün mümin kardeşlerimize nasip eyle cehennemden ve cehenneme götüren her türlü amellerden, söylem ve fiillerden uzak eyle. Âmîn.