Kahve Kitap

MÜSLÜMANLARI ŞAMAROĞLANI MI SANIYORLAR

ANALİZ 16.12.2019 - 19:14, Güncelleme: 26.12.2020 - 09:55
 

MÜSLÜMANLARI ŞAMAROĞLANI MI SANIYORLAR

Önüne gelenin müslümanları diline doladığı aşağılık bir süreçten geçiyoruz. Kimi tarikat diye saldırıyor, kimi dernek vakıf vs. diye.. Son salvo Kemalist bir militan gazetenin köşe yazarından geldi.

ADANA GÜNDEMİ-  Adana'da mukaddes mekanlarda yapılması planlanan ancak Valiliğin izin vermediği Rakı Festivali rezaletinin savunulacak bir tarafı olmadığını bilen acar yazarımız, köşesini doldurmak için için konu bulamamış olsa gerek,  ASİM ve Mahmut Eraslan'dan girmiş müslüman kardeşlerden ve tarikatlardan çıkmış. Sallamış da sallamış..   Tabi memlekette bunlar yapınca hedef göstermek ve kişilik haklarına saldırı filan denilmez. Çünkü bunlar birinci sınıf vatandaş. Çünkü bunlar Kemalist. Çünkü bunlar Atatük'ün arkasına sığınarak kendilerini birinci sınıf vatandaş gören psikolojik sorunlu ucube adamlar..   Noktasına ve virgülüne dokunmadığımız yazıyı okurlarımızın dikkatlerine sunuyoruz. Acar Yazarımızn senaryosunu döktürdüğü sözde suç objeleri aslında şeref duyulacak işler.. Ama bakın tetikçi medya dili nelere kadir? Hak ile batıl, sap ile saman birbirine nasıl karıştırılırmış buyrun okuyalım:   "Müslüman Kardeşler,Tarikatlar ve Adana'daki festival   Yazılarımda sık sık belirtirim. Ben Adana - Ceyhanlıyım…   Gerçekten bir başkadır benim memleketim.   Her şeyi en uçta yaşarız. Sevinci de, hüznü de. Kolay değildir bizleri baskı altına almak. Asilik vardır toprağımızın hamurunda. Adanalı hakkını yedirtmez, sıcak kanlıdır, samimidir, dobra ve iyilikseverdir. merttir, delikanlıdır Adanalı…   Amacım memleketimi tanıtmak ya da övmek değil. Halen tanımamış veyahut yanlış tanımışlara bir kez daha anlatmak. Bakmayın siz televizyonlarda gazetelerde verilen haberlere ve Adana ile ilgisi olmayan dizi filmlerine…   Adana 2015 yılından beri "Rakı Festivali" düzenleniyordu. Koordineli bir etkinlik değil. Sosyal medyadan yapılan çağrılarla tarihi Kazancılar çarşısında millet toplanır rakısını şalgamını içer, kebabını yer evine gider. Ne bir olay çıkmış ne bir taşkınlık. Valilik 2015 yılında yasaklayınca ismi "Kebap ve Şalgam Festivali" oldu.   Yine kutlandı.   Fakat bu sene 14-15 Aralık tarihlerinde düzenlenmesi planlanan "Kebap ve Şalgam Festivali" Valilik tarafından güvenlik gerekçesi ile yasaklandı. Açıklamada "Bu çerçevede, bazı terör örgütleri ile art niyetli kişi ve gruplarca festivale katılan vatandaşlarımızın can ve mal güvenliklerinin tehlikeye sokulabileceği ve bu yolla kamu düzeni ve güvenliğini bozmaya yönelik eylemlerde bulunabilecekleri değerlendirildiğinden söz konusu etkinlik Valilik makamı tarafından iptal edilmiştir" denildi.   Devletin görevi zaten vatandaşını korumak değil midir? Varsa bir tehdit alırsın önlemini isteyen istediği gibi eğlenir.   Bu gelişmelerin ardından konu TBMM'de İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya yasaklanan festival soruldu. Verdiği cevapta "Ne geleneklerimizde, göreneklerimizde, ananelerimizde ne de herhangi bir durumla örtüşebilir değildir" dedi.   Yani bir anlamda itiraf etti. Festival aslında "kamu güvenliği" için değil "geleneklere uymuyor" diye yasaklanmıştı.   Peki…   Sayın Bakan,   Bahsettiğiniz geleneğimize uymayan durum nedir?   Rakı mı? Kebap mı? Şalgam mı? Festival mi?   Hangisi bizim geleneğimizde yok?   Bu ülkenin geleneklerine uymayan birisi varsa o da Süleyman Soylu'dur.   Ha rakı mı…   Rakının ilk kez Osmanlı topraklarında üretildiği neredeyse tüm dünya ülkelerince kabul edilmiş durumda. Gidin Norveç'e, Çin'e Hollanda'ya herkes rakının Türk içkisi olduğunu söyler, bilir.  Osmanlıda "Ark-Nuş"lara bir göz atın, I.Abdülhamit'in Başmabeyincisi Sarıcazade Ragıp Paşa'nın kurduğu ilk Rakı fabrikasını görürsünüz.   Şalgam derseniz de gidin ta IX. yüzyıla "Çamgur"a bakın…   Kebap mevzusuna girersek, Adanalılar için ateşin icadına kadar gider.   Sahi nedir Sayın Bakan geleneklerimizde olmayan?   Asıl sebep ne biliyor musunuz?   Gelin anlatayım…   Adana'da ASİM (Adana Sivil İnsiyatif Meclisi) adı altında bir platform kurulmuş. Platformun Başkanlığını da İHH Adana başkanı Mahmur Eraslan yapıyor. Başka kim var platformda Anahtar-Der, Birlik Vakfı, Siyer Vakfı, Medeniyet Vakfı, Peygamber Sevdalıları, Davet Kardeşlik Vakfı gibi dernek ve vakıflardan oluşuyor.   Bakın bu Vakıfların içinde bulunan Davet-Kardeşlik Vakfı ile ilgili bir bilgi vereyim;   Tarih 19 Şubat 2017.   Yer: Diyarbakır Kayapınar ilçe Müftülüğü Salonu   Konu: Dünden Bugüne Şehadet Mektebi olarak Müslüman Kardeşler konferansı.   Konferansa katılan isim Müslüman Kardeşler Tebliğ (Davet) Birimi Başkanı Prof. Dr. Abdülhalik Eş Şerif.   Konferansı Düzenleyen Kim?   Davet-Kardeşlik Vakfı.   Yani Müslüman Kardeşler.   Müslüman Kardeşler ve Vakıf Başkanı Maruf Çelik'in ortaklaşa düzenlediği basın toplantıları var. Davet ve Kardeşlik Vakfı Adana Temsilciliği (Kalem Vakfı) tarafından aylık konferanslar serisinde "Şehadet Diriliştir" konulu konferans gerçekleştirildi.   Çelik, konferansta, "İslam düşmanları Müslümanlara acıyarak haklarını vermez. Bizler İslam'a sarılarak ve bu yolda mücadele ederek hakkımızı söke söke almalıyız. Allah yolundaki mücadele ve cihadı ilim irfan ile eğitilmiş kadroların gerçekleştirmesi gerekiyor. Bu ilim ile donanmış kadrolara liderlik edecek bir önderin çatısında altında hep birlikte İslam adına mücadele edilmesinin mükâfatı olarak Şehadet bizlere nasip olacaktır" diye konuştu.   Bakın Adana diyorum.   "Şehadet çağrısı" diyorum.   Eğitim Bir-Sen'in ev sahipliğinde, Memur-Sen'in de katıldığı bir toplantıda festivalin iptal edilmesini istemiş ASİM.   Ne demiş?   "Ülkemiz zor bir süreçten geçerken, askerlerimiz yurt içinde ve yurt dışında terörle mücadelesini sürdürürken, her hafta bir saldırı veya şehit haberi gelirken sokaklarda içki içip masalarda dansöz oynatılacak olması askerlerimize ve ülkeye de ihanettir."   Bu mantığa bakılırsa bütün eğlence merkezlerinin kapatılması gerekir.   Şehit veren Türk Silahlı Kuvvetlerinde bile askere moral için eğlenceler düzenlenirken bir de eğlence-festival kültürümüz baltalanmaya başlandı.   Konuşmasına şöyle devam ediyor:   "Sözlerimiz birileri tarafından bilinçli bir şekilde çarpıtılıyor. Biz insanların evlerinde yada içkili yerlerde alkol almasına karışmıyoruz. Biz bu organizasyonun kanunsuz olduğunu söylüyoruz çünkü alkolün reklamının bile yasak olduğu bir ortamda kamuya ait bir caddenin hukuksuz bir şekilde kapatılarak sokaklarda alem yapılmasına karşıyız. Üstelik sadece biz değil civarda iş yerleri olan esnafın da çoğu karşı. Bir teklifimiz var; Gelin içkiyi festivalin içeriğinden çıkaralım. Amaç kebap ve şalgamı tanıtıp festivalini yapmaksa bunu hep birlikte yapalım."   Açıklamanın ilk satırları algı yaratmak, sonunda asıl niyeti beyan var.   "Gelin içkiyi festivalin içeriğinden çıkaralım."   Bu yapıldığı zaman eğlence, dansöz her şey olabilir o zaman terör mücadele, şehitlerin bir önemi kalmıyor mu?   İnsanların aklı ile alay ediyorlar.   Adana'da bırakın terör olayını mahallede bir cenaze olsa bırakın siz festivali, eğlenceyi mahallede televizyon açılmaz.   Siz kime örf, adet öğretmeye kalkıyorsunuz?   Tabii ki vatandaşların can güvenliği için devlet önlemler alacak. Ancak önlem alıyorum diye vatandaşın yaşam biçimine müdahale edemez. İsteyen rakı içer, isteyen ayran, isteyen şalgam. İsteyen kebap yer, şırdan yer, isteyen ciğer… Kimse de karışamaz. Bunu bir türlü anlayamadınız.   Ha karıştınız ne oldu?   Bakın Adanalı gardaşlarım seçimde cevabını verdi.   Sayın Vali görülüyor ki bu Vakıflara ve bu derneklere çok önem veriyor. Devamlı istişare toplantılarında bulunuyor bu yapı ile. Ya Adana'nın diğer dernekleri, vakıfları? Onlar hakkında ne düşünüyor Sayın Vali?   Mesela Sayın Vali Adana'nın birçok yerinde mantar gibi çoğalan Haznevi tarikatı ve yasadışı olarak gasp ettiği yerler hakkında ne düşünüyor?   Ya da bu tarikatın kaçak inşaatı hakkında?   Sayın Bakan aslında doğru söylüyor.   Ne Adananın ne de Anadolu'nun geleneklerindegericilik yoktur, Arap kökenli İHVAN yoktur. Bahsettiği gelenek bunlar ise haklı. Eleştirmiyorum!   Bahsettiği rakı, kebap, şalgam, ciğer ise işte o Adananın ciğerinde var. Onu da savunacağız.   Uzatmayayım…   Hiç kimse kendi yaşam şeklini gelenek, görenek gibi yansıtmaya milletin aklı ile alay etmeye kalkmasın.   Nokta. Kaynak Yeniçağ: Müslüman Kardeşler Tarikatlar ve Adana'daki festival - Murat AĞIREL"
Önüne gelenin müslümanları diline doladığı aşağılık bir süreçten geçiyoruz. Kimi tarikat diye saldırıyor, kimi dernek vakıf vs. diye.. Son salvo Kemalist bir militan gazetenin köşe yazarından geldi.

ADANA GÜNDEMİ-  Adana'da mukaddes mekanlarda yapılması planlanan ancak Valiliğin izin vermediği Rakı Festivali rezaletinin savunulacak bir tarafı olmadığını bilen acar yazarımız, köşesini doldurmak için için konu bulamamış olsa gerek,  ASİM ve Mahmut Eraslan'dan girmiş müslüman kardeşlerden ve tarikatlardan çıkmış.

Sallamış da sallamış..

 

Tabi memlekette bunlar yapınca hedef göstermek ve kişilik haklarına saldırı filan denilmez. Çünkü bunlar birinci sınıf vatandaş. Çünkü bunlar Kemalist. Çünkü bunlar Atatük'ün arkasına sığınarak kendilerini birinci sınıf vatandaş gören psikolojik sorunlu ucube adamlar..
 

Noktasına ve virgülüne dokunmadığımız yazıyı okurlarımızın dikkatlerine sunuyoruz. Acar Yazarımızn senaryosunu döktürdüğü sözde suç objeleri aslında şeref duyulacak işler.. Ama bakın tetikçi medya dili nelere kadir? Hak ile batıl, sap ile saman birbirine nasıl karıştırılırmış buyrun okuyalım:

 

"Müslüman Kardeşler,Tarikatlar ve Adana'daki festival

 

Yazılarımda sık sık belirtirim. Ben Adana - Ceyhanlıyım…

 

Gerçekten bir başkadır benim memleketim.

 

Her şeyi en uçta yaşarız. Sevinci de, hüznü de. Kolay değildir bizleri baskı altına almak. Asilik vardır toprağımızın hamurunda. Adanalı hakkını yedirtmez, sıcak kanlıdır, samimidir, dobra ve iyilikseverdir. merttir, delikanlıdır Adanalı…

 

Amacım memleketimi tanıtmak ya da övmek değil. Halen tanımamış veyahut yanlış tanımışlara bir kez daha anlatmak. Bakmayın siz televizyonlarda gazetelerde verilen haberlere ve Adana ile ilgisi olmayan dizi filmlerine…

 

Adana 2015 yılından beri "Rakı Festivali" düzenleniyordu. Koordineli bir etkinlik değil. Sosyal medyadan yapılan çağrılarla tarihi Kazancılar çarşısında millet toplanır rakısını şalgamını içer, kebabını yer evine gider. Ne bir olay çıkmış ne bir taşkınlık. Valilik 2015 yılında yasaklayınca ismi "Kebap ve Şalgam Festivali" oldu.

 

Yine kutlandı.

 

Fakat bu sene 14-15 Aralık tarihlerinde düzenlenmesi planlanan "Kebap ve Şalgam Festivali" Valilik tarafından güvenlik gerekçesi ile yasaklandı. Açıklamada "Bu çerçevede, bazı terör örgütleri ile art niyetli kişi ve gruplarca festivale katılan vatandaşlarımızın can ve mal güvenliklerinin tehlikeye sokulabileceği ve bu yolla kamu düzeni ve güvenliğini bozmaya yönelik eylemlerde bulunabilecekleri değerlendirildiğinden söz konusu etkinlik Valilik makamı tarafından iptal edilmiştir" denildi.

 

Devletin görevi zaten vatandaşını korumak değil midir? Varsa bir tehdit alırsın önlemini isteyen istediği gibi eğlenir.

 

Bu gelişmelerin ardından konu TBMM'de İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya yasaklanan festival soruldu. Verdiği cevapta "Ne geleneklerimizde, göreneklerimizde, ananelerimizde ne de herhangi bir durumla örtüşebilir değildir" dedi.

 

Yani bir anlamda itiraf etti. Festival aslında "kamu güvenliği" için değil "geleneklere uymuyor" diye yasaklanmıştı.

 

Peki…

 

Sayın Bakan,

 

Bahsettiğiniz geleneğimize uymayan durum nedir?

 

Rakı mı? Kebap mı? Şalgam mı? Festival mi?

 

Hangisi bizim geleneğimizde yok?

 

Bu ülkenin geleneklerine uymayan birisi varsa o da Süleyman Soylu'dur.

 

Ha rakı mı…

 

Rakının ilk kez Osmanlı topraklarında üretildiği neredeyse tüm dünya ülkelerince kabul edilmiş durumda. Gidin Norveç'e, Çin'e Hollanda'ya herkes rakının Türk içkisi olduğunu söyler, bilir.  Osmanlıda "Ark-Nuş"lara bir göz atın, I.Abdülhamit'in Başmabeyincisi Sarıcazade Ragıp Paşa'nın kurduğu ilk Rakı fabrikasını görürsünüz.

 

Şalgam derseniz de gidin ta IX. yüzyıla "Çamgur"a bakın…

 

Kebap mevzusuna girersek, Adanalılar için ateşin icadına kadar gider.

 

Sahi nedir Sayın Bakan geleneklerimizde olmayan?

 

Asıl sebep ne biliyor musunuz?

 

Gelin anlatayım…

 

Adana'da ASİM (Adana Sivil İnsiyatif Meclisi) adı altında bir platform kurulmuş. Platformun Başkanlığını da İHH Adana başkanı Mahmur Eraslan yapıyor. Başka kim var platformda Anahtar-Der, Birlik Vakfı, Siyer Vakfı, Medeniyet Vakfı, Peygamber Sevdalıları, Davet Kardeşlik Vakfı gibi dernek ve vakıflardan oluşuyor.

 

Bakın bu Vakıfların içinde bulunan Davet-Kardeşlik Vakfı ile ilgili bir bilgi vereyim;

 

Tarih 19 Şubat 2017.

 

Yer: Diyarbakır Kayapınar ilçe Müftülüğü Salonu

 

Konu: Dünden Bugüne Şehadet Mektebi olarak Müslüman Kardeşler konferansı.

 

Konferansa katılan isim Müslüman Kardeşler Tebliğ (Davet) Birimi Başkanı Prof. Dr. Abdülhalik Eş Şerif.

 

Konferansı Düzenleyen Kim?

 

Davet-Kardeşlik Vakfı.

 

Yani Müslüman Kardeşler.

 

Müslüman Kardeşler ve Vakıf Başkanı Maruf Çelik'in ortaklaşa düzenlediği basın toplantıları var. Davet ve Kardeşlik Vakfı Adana Temsilciliği (Kalem Vakfı) tarafından aylık konferanslar serisinde "Şehadet Diriliştir" konulu konferans gerçekleştirildi.

 

Çelik, konferansta, "İslam düşmanları Müslümanlara acıyarak haklarını vermez. Bizler İslam'a sarılarak ve bu yolda mücadele ederek hakkımızı söke söke almalıyız. Allah yolundaki mücadele ve cihadı ilim irfan ile eğitilmiş kadroların gerçekleştirmesi gerekiyor. Bu ilim ile donanmış kadrolara liderlik edecek bir önderin çatısında altında hep birlikte İslam adına mücadele edilmesinin mükâfatı olarak Şehadet bizlere nasip olacaktır" diye konuştu.

 

Bakın Adana diyorum.

 

"Şehadet çağrısı" diyorum.

 

Eğitim Bir-Sen'in ev sahipliğinde, Memur-Sen'in de katıldığı bir toplantıda festivalin iptal edilmesini istemiş ASİM.

 

Ne demiş?

 

"Ülkemiz zor bir süreçten geçerken, askerlerimiz yurt içinde ve yurt dışında terörle mücadelesini sürdürürken, her hafta bir saldırı veya şehit haberi gelirken sokaklarda içki içip masalarda dansöz oynatılacak olması askerlerimize ve ülkeye de ihanettir."

 

Bu mantığa bakılırsa bütün eğlence merkezlerinin kapatılması gerekir.

 

Şehit veren Türk Silahlı Kuvvetlerinde bile askere moral için eğlenceler düzenlenirken bir de eğlence-festival kültürümüz baltalanmaya başlandı.

 

Konuşmasına şöyle devam ediyor:

 

"Sözlerimiz birileri tarafından bilinçli bir şekilde çarpıtılıyor. Biz insanların evlerinde yada içkili yerlerde alkol almasına karışmıyoruz. Biz bu organizasyonun kanunsuz olduğunu söylüyoruz çünkü alkolün reklamının bile yasak olduğu bir ortamda kamuya ait bir caddenin hukuksuz bir şekilde kapatılarak sokaklarda alem yapılmasına karşıyız. Üstelik sadece biz değil civarda iş yerleri olan esnafın da çoğu karşı. Bir teklifimiz var; Gelin içkiyi festivalin içeriğinden çıkaralım. Amaç kebap ve şalgamı tanıtıp festivalini yapmaksa bunu hep birlikte yapalım."

 

Açıklamanın ilk satırları algı yaratmak, sonunda asıl niyeti beyan var.

 

"Gelin içkiyi festivalin içeriğinden çıkaralım."

 

Bu yapıldığı zaman eğlence, dansöz her şey olabilir o zaman terör mücadele, şehitlerin bir önemi kalmıyor mu?

 

İnsanların aklı ile alay ediyorlar.

 

Adana'da bırakın terör olayını mahallede bir cenaze olsa bırakın siz festivali, eğlenceyi mahallede televizyon açılmaz.

 

Siz kime örf, adet öğretmeye kalkıyorsunuz?

 

Tabii ki vatandaşların can güvenliği için devlet önlemler alacak. Ancak önlem alıyorum diye vatandaşın yaşam biçimine müdahale edemez. İsteyen rakı içer, isteyen ayran, isteyen şalgam. İsteyen kebap yer, şırdan yer, isteyen ciğer… Kimse de karışamaz. Bunu bir türlü anlayamadınız.

 

Ha karıştınız ne oldu?

 

Bakın Adanalı gardaşlarım seçimde cevabını verdi.

 

Sayın Vali görülüyor ki bu Vakıflara ve bu derneklere çok önem veriyor. Devamlı istişare toplantılarında bulunuyor bu yapı ile. Ya Adana'nın diğer dernekleri, vakıfları? Onlar hakkında ne düşünüyor Sayın Vali?

 

Mesela Sayın Vali Adana'nın birçok yerinde mantar gibi çoğalan Haznevi tarikatı ve yasadışı olarak gasp ettiği yerler hakkında ne düşünüyor?

 

Ya da bu tarikatın kaçak inşaatı hakkında?

 

Sayın Bakan aslında doğru söylüyor.

 

Ne Adananın ne de Anadolu'nun geleneklerindegericilik yoktur, Arap kökenli İHVAN yoktur. Bahsettiği gelenek bunlar ise haklı. Eleştirmiyorum!

 

Bahsettiği rakı, kebap, şalgam, ciğer ise işte o Adananın ciğerinde var. Onu da savunacağız.

 

Uzatmayayım…

 

Hiç kimse kendi yaşam şeklini gelenek, görenek gibi yansıtmaya milletin aklı ile alay etmeye kalkmasın.

 

Nokta.


Kaynak Yeniçağ: Müslüman Kardeşler Tarikatlar ve Adana'daki festival - Murat AĞIREL"

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve adanagundemi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler 2023 acotr.org bonus veren siteler https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler 2023 casino siteleri deneme bonusu veren siteler