'Seviyeli münasebet' istedi

Çukurova Gazeteciler Cemiyeti Basın Yarışması Ödül Töreni’nde konuşan Sözlü, basının demokrasi kültürlerinde, halkı bilgilendirme, aydınlatma ve kamu yararı gözetme, halkın menfaatlerini koruma noktasında çok önemli görevler üstlendiğini belirtti. Başkan Sözlü, “Bu görevi, bu çerçevede yerine getirme noktasındaki bir gayret, bir samimi duruş, bir mücadele elbette takdire şayandır. O duruş ki demokrasiyi çağdaş ölçülerde geliştirecek, Türk demokrasisini Cumhuriyet değerleriyle bütünleştirerek, cumhuriyet ve demokrasi ikilisini köklü bir ayağa sahip kılarak sarsılmaz bir hale getirecektir. Onun için basın ordusuna Türk demokrasisinin kökleşmesi hususunda büyük görevler düşmekte” dedi. Basınla seviyeli bir iletişim içinde bulunma amacı taşıdığını kaydeden Başkan Sözlü,“Adana Büyükşehir Belediye Başkanınız olarak şunu ifade edeyim ki; bu saydığım ölçüler içerisinde Adana basınıyla seviyeli bir münasebeti her zaman için arzu ediyorum. Seçim kampanyası döneminde hepiniz takdir edersiniz ki hiç bir basın yayın organıyla ‘ahbap çavuş ilişkisi’ne girmedim. Büyükşehir Belediye Başkanlığımız döneminde de. Müsadenizle şunu rahatlıkla ifade ederim Büyükşehir ve Adana yerel basını münasebetleri hususunda da yeni bir dönem başlamıştır. Bizim yoğurt yiyişimiz öyle ama Adana Büyükşehir Belediye Başkanı olarak bütün gazetelere, basın yayın kuruluşlarına ve gazetecilere hakikaten hakkaniyetli, adaletli bir yaklaşımımız olacaktır. Kimsenin hakkını yemeden iletişim içinde olacağız. Yerel basının da bu saydığımız değerlerin, çağdaş, demokratik kültürün Adana’da kökleşmesi hususunda kendi üzerine düşeni yapmasını arzu ederim. Bunun için de bize ne düşüyorsa onu yapacağız. Onun ötesi bizde olmayacak” diye konuştu. Başkan Sözlü, sözlerini şöyle sürdürdü: “Zaten Türkiye genelinde basın yayın organlarının tasnifi konusunda ifade edilen kavramlar da çok hoşumuza gitmiyor. Bir dönem yandaş basın, merkez basın tanımlamaları yapılıyordu. Son dönemde buna havuz medyası yakıştırması da eklendi. Basın camiası tasnif edilmekte, patronların hassasiyetine ve yönelimine göre gazetelerin pozisyonu belli olmaktadır. Bu durum da Türk basınında bir grup kuruluş ve gazetecinin ne yazık ki çağdaş demokrasi kültüründe arzu ettiğimiz tarife uymadığını ya da olmasını arzu ettiğimiz özelliklere, içeriğe sahip bulunmadığı gerçeğini ortaya koyuyor. İnşallah, gelişmiş demokrasilerde olduğu gibi, basın kuruluşlarının bütünüyle halkın menfaati için ve objektif çalıştığı Türkiye’ye çok uzak değiliz. Basın bu özelliklere sahip olduğunda Türkiye demokrasisini geliştirecek, çağdaş zemine oturtacak, böylece Cumhuriyet-Demokrasi bütünleşmesi bir gün kelimenin tam anlamıyla teşekkül edecektir.”