Adana, doğru bir yönetim anlayışı ile en fazla 1 yıl içinde şaha kalkmaya başlar. Bu süre içinde de potansiyelinin varlığını ve kullanılabilir hale gelebileceğini görerek, kendi varlığına gücüne inancını pekiştirmeyle, psikolojik olarak ayağa kalkabilecektir.   Hani insanlar bir sınava, yarışmaya hazırlandıklarında, festivale katıldığında nasıl heyecanlanıyorsa, bu kentin yöneticisi de aynı heyecanı fazlasıyla yaşayarak ve hemşehrilerine yaşatarak, halk tabiriyle “üzerindeki ölü toprağını” atacaktır.   Bunu başarabilmenin önceliği, kentli ile işi bilenler ve işinin ehli ile samimi işbirliği içinde ve birlikte kenetlenerek hareket etmek gerekiyor. Ölü toprağı üzerinden atılmış, psikolojisi düzelmiş kentli (Adanalı) ile Adana şaha kaldırılır, gücünü toplar, iyi bir yapılanma ile ileriye doğru atılım gerçekleştirir.   BEREKETLİ, VARLIKLI, HER TÜRLÜ İMKÂNA SAHİP KENT: ADANA   Gözünü sadece Adana’da açmış ve Adana’nın dışını görmemişlerin yaptığı gibi şehir yönetmek, olsa olsa beceriksizlik olur.   Adana’da siyaset birkaç kişinin dışında döndürülmemeye çalışılıyor. Evin içindekilerle değil, dışarı ile rekabet edilmesi gerekir.   Dış dünyaya bakmasını bilmeden, “bilgi, görgü, kültürü geliştirme ve arttırma” adına ülkeler arası gezi tertip edilen yönetici ve bazı meclis üyeleri ile başkanları hangi gelişmeyi Adana’ya yansıtmıştır, bakmak lazım.   Adana ile hangi ülkeyi, şehri kıyaslayarak gelişme kaydetmeye çalışılmıştır?   Dünya’da sayılı 3-5 ova var. Biri Adana ovası. Verimlilik açısında. Attarlar, bitkisel ürün satıcıları neden en çok Adana’dadır? Çünkü bitki (endemik) türü en fazla olan bölge Çukurova, il Adana’dır. Ekilebilir ve sulanabilir arazisi bakımından da Adana dünyanın ilk beş hatta belki ilk ikide yer almaktadır.   NEDEN ANLATIYORUM BUNLARI?   Adana’yı yönetmeye çalışanlarımız başta olmak üzere, bürokratlarımızın da birçoğu, Adana’nın tarihi yapısını, zenginliğini, artısını – eksisini bilmeden, araştırmadan kente bir şeyler vermeye çalışması, sonuçları hüsranla sonuçlanan planlamaların doğmasına neden olmaktadır.   Dahası çoğu zaman Adana’ya normal, sıradan bir kent gözüyle bakılır da, Stratejik açıdan önemi hiç nazarı dikkate alınmaz. Bu minval üzre coğrafyanın en önemli kenti için plan, projeler de hazırlanmaz.   Adana’nın sanayi kültürü vardır. Peki, bu kültür kaç yıllıktır? (Yaklaşık 125 yıllık)   Üniversite bir iken iki oldu, üç, hatta yakında dört olacak inşallah.   Bu güne kadar ki yönetim anlayışı içinde üniversite, yerel yönetimlerin içinde yer aldırıldı mı? Üniversite, öğretim üyeleri ve öğrencilerin varlığının kent için değerlendirildiği söylenebilir mi?   Geleceğin savaş nedeni olarak kabul edilen “SU” zenginliği israfın haricinde hangi noktalarda değerlendirilip kullanılmaktadır? Adana’nın taşı toprağı, altın madeninden, petrolden, bilinen bütün kaynaklardan daha değerli olan sudur. Allah böylesine güzel bir nimeti bahşetmiş, onu dahi boşa israf ediyoruz.   Adana’nın en büyük eksiği; potansiyelini harekete geçirecek, Adana’yı ve Adanalıyı gerçekten sevecek, Adananın envanterini çıkartmakla işe başlayacak bir yönetici ve ekibi.   NEYİN ENVANTERİ, NEDEN?   Envanteri olmayan hiçbir iş doğru hedefe götürülemez. Hayati önem taşıyan envanteri olan bir siyasetçimiz, bürokratımız var mıdır, açıkçası merak ediyorum.   Az önce Sanayi Kültüründen bahsettik. Adana’nın sanayi envanterini elinde bulunduran bir yönetici var mı? Adana’nın sanayi kapasitesi, ürettiği, tükettiği enerjisi, suyu, çalışanı, onlara servis hizmeti verenlerin ve araçlarının dahi envanterini çıkartmış kim var? Organize Sanayisi, Sanayi Odası, Esnaf Odaları, Ticaret Odası, Ticaret Borsası ve birçok STK’sı olan bu kentin, kendine üye olanların haricindekilerin envanterini merak edip, problemlerini, yükseliş, çöküş nedenlerini, ihtiyaçlarını, sıkıntıların kaynağını vs. merak edip kayıt altına alan var mıdır?   Ortak Akıl deniliyorsa, akıllı projelere giden yol envanter çıkartmak ve üzerinde çalışmaktan geçer.   Bu kentin aklı var, kentlinin de vardır. O halde kentin aklını bilim ile birlikte, el birliği, güç birliği yaparak, doğru, kendi için değil, kenti için, Adana’yı önceleyen plan ve projelerle ileri kentler, ülkeler seviyesine çıkartmak mümkündür.   Şehrin ticari envanterini yapan kim var? (alış verişi, ekonomisi, en çok satanlar, üretenler, hizmet üretenler/sunanlar, ihtiyaç fazlası ve eksiği olan işler, vs.)   Şehr ûl emin dediğimiz belediye başkanları, kendi ilçelerinde hemşehrilerinin envanterini çıkartmışlar mıdır? Hangi evde kaç kişi yaşar? İçlerinde hasta, çocuk, yaşlı, engelli, bakıma muhtaç, okuma, eğitim, evlenme, askere gitme çağı gelen, gelmeyen var mıdır? Geçim durumları, gelir –giderleri nedir? Kültürel, eğitim durumları hangi seviyededir? Konutlarının genel durumu, sağlık şartlarına uygun olup olmadığı, nüfus sayılarında artış, azalma olup olmadığı.   Bunlar sadece oy alacakları kişilerle mi ilgilenmek, envanterini bilmek zorundadırlar?   Bakın, hemen her belediye, ilçesine, beldesine yaptığı, kazandırdığı park ile kendini övmeye kalkışır. Soralım bakalım, yaptırdığı parkta, kaç çeşit bitki/çiçek türü vardır? Kaç tane oturma bankı konulmuş, türü, ebatları, kapladığı alanlar ne kadardır? Parkın sulanması, bakımı, bankların temizliği, ne zaman, günlük, haftalık, aylık olarak kim tarafından, nasıl yapılıyor? Yapılanlar doğrumu mu, yanlış mı, zaman israflı mı, tasarruflu mu? Bilen, raporunu isteyen, kontrolünü yapan, denetleyen belediye başkanı var mı?   Adana’da ilçeler başta olmak üzere, kendi engelli hemşehrisinin envanterini, adreslerini, iletişim bilgilerini biliyor mu?   Kent Meclisinin görevi, gündemi sadece veya yüzde 90’lar düzeyinde “İmar” olan bir şehir kalkınamaz. Çünkü kişiye, isteğe özel, lokal düzenleme, planlama var demek zor olmaz.  Şehrin değil 15-20 yıllık, neredeyse 5 yıllık master planları yoksa o kenti ileri taşımak zor hatta imkânsız gibidir. Yapılan işler göstermelikten öteye gitmez.   Adana’nın bir ulaşım masterı, gelişmesi ile paralellik arz edecek master planları, afet yönetim planları, ticari gelişme arz edecek yerleşim planları. Kısa – orta ve uzun vadeli öngörülmüş uygulama planları, ekonomik, sağlık, asayiş, yönetim merkezleri gibi şehrin sevk ve idaresinde planlamanın içinde yer alması gerekenlerin master planlarında belirlenmiş ve uygulamanın iptal edilememesi gerçekleştirilmiş midir?   Yani bu kadar izahın özeti olarak, kenti yönetmek hisle değil, akılla mümkündür. Kenti, marka, dünya şehri yapmak iddiasında olanlar, öncelikle şehrin her boyutu ile kentin geleceğine giden yollarda engelleri kolay aşmak için demografik yapıdan sanayiye, engelli insanlarınızdan evdeki hane halkına,  fabrikalardan, ticari işletmelere, özel araçlardan kamu yararına taşımacılık yapan tüm araçlara kadar kentin fotoğrafını yansıtan envanter çıkartılmalıdır. Buna paralel olarak, 40-50 yıllık master planları hazırlanıp hayata geçirilmediler. Her canı isteyen istediği gibi planlama ile oyun oyna(ya)mamalıdır.   Bunları yapmadan, halkı kandırmaya kalkışarak, “Adana’yı marka şehir, dünya kenti yapacağız” deme cüret ve cesaretini kimse kendinde görmeye kalkışmasın.   Böyle yalan yanlış siyaset tarzı ile sonuç; BUGÜNKÜ ADANA OLUR, ötesi değil.