Feyzullah Birışık Adana'da Konferans verdi

  Ensarın Yolu Derneğince düzenlenen "İslam’da Şehadet" konulu etkinliğin davetlisi, farklı üslubu ve etkin daveti ile tanınan Feyzullah Birışık oldu.   Davud Daşkıran’ın sunumu ve şiirleri ile başlayan program Kur’an-ı Kerim tilaveti ile devam etti. Grup Medeniyet’te ezgileri ile zenginleşen programda   İslam coğrafyalarında yaşanan katliamları anlatan sinevizyon ise bütün salonu gözyaşlarına boğdu.   Ensar’ın Yolu Derneği adına konuşan Gökhan Gök, şehadetin önemine değindi.  “Ashabı Kiram nasıl farklı bölgelere gidip canlarını kardeşleri için verdilerse, yaşadığımız bu dönemde de hala kardeşleri için canlarını veren kardeşlerimiz var. “   Cihadın merhale merhale olduğunu söyleyen Gök, “bunlardan bazılarının bol Kur’an okumak, sık oruç tutmak, cihada gidene veya ardında kalanlara yardım etmek olduğunu” belirtti.   Programın özel konuğu Feyzullah Birışık sözlerine “Öğrenmek ve öğretmek istediğim konuyu önce masaya yatırır, onun Allah katındaki değerine ve ahirette bana sorulup sorulmayacağına bakarım” diyerek başladı.  Birışık, kendi hidayet öyküsünden bahsederek, bir insanın hayatı maddi olarak iyiyken neden ve hangi duygularla kardeşlerinin yanına gittiğini araştırdığını söyleyerek “Ben o yıllarda bir mücahid ile karşılaştığımda herkes farklı farklı soru soruyordu. Benim sorduğum soru ise, hangi duygular ile gittin? olmuştu.”   “Dünyanın göğsünden kafasını alimler, davetçiler ve mücahid-şehidler kaldırır. Ve Allah insanlar arasından eleme yapar. Cenneti masaya yatırarak karşılığını söyler. İşte kardeşlerimizde cennetin karşılığı olarak canlarını sundular.”   Şehid ve ölü kelimelerine değinen Birışık sözlerini örneklendirerek şöyle devam etti.   “Şehadetin Allah katında öyle bir saygınlığı var ki, cesedine bile ölü dedirtmiyor. Halbuki ben o cesede ölü desem, ne beni duyar, ne bana kızar ne de onun cennette derecesi azalır. Ölünün cesedi yıkanırken şehidin cesedi yıkanmıyor. Ölü daha soğuk bir kelime. Şehide ne kabir azabı var ne de günah. Allah’la sadece sevaplarınızı konuşuyorsunuz. Görkemli bir ağırlama. Kendinizi teneşirde düşünün ama istiyorsunuz ki kimse beni görmesin. Allah size hemen formülünü gösteriyor.   Hidayetime vesile olan Ebu Huzeyfe’ye şehid olursan bavulun benim olsun demiştim, şehid olunca bana gönderdiler. Arkadaşları çağırdım ve dedim ki “bunlar şehid kıyafetleridir.” İnanır mısınız iç çamaşırlarına kadar herkes aldı. Şimdi soruyorum size, ben bir ölünün kıyafetleri gösterseydim onlara, kim alırdı?   Kim hangi ölümü isterse Allah onu o yolu kolaylaştırır. Ve bu ihtişamlı nimetler ise kafasını dünyanın göğsünden kaldıranların oluyor.”   Cihada giden bir çok insanı gözlemlediğini belirten Feyzullah Birışık, “Farkettim ki, ilk önce Tevbe/124 sonrada Nisa/25’ten etkileniyorlar. 15 yaşındaki bir genç bana, “cihad cennete en yakın yer” demişti. Yani cenneti göz hizasına kadar getiriyorlar. Bu durumda da herkes iddia eder ama iddia ispat ister. O gençler iddialarını ispatlayanlardandı. Bir diğer etken ise, kardeş sevgisiydi. Kardeşleri nefislerine tercih ediyorlardı. Cihad eşittir adam öldürme değil. Allah bir kişi iman etsin diye inananları kardeşlerinin yanına gönderiyor.    Mücahidler tozu alınmış ayna gibidir. Onlara baktığınızda eksikliklerinizi görürsünüz.  Zamanında bir mücahidi bir süre ağırlamıştım. Ondaki imanı, sadakati hiç kimse görmedim. Herhalde diyordum, ondaki iman kimsede yok. ”   Programın sonunda Ensar’ın Yolu Derneği adına Feyzullah Birışık’a ve dernek çalışmalarındaki özverisi sebebiyle Zeynel Özval’a Kur’an-ı Kerim hediye edildi.   Kaynak: Sutunhaber.com