ABD'YE KARŞI OLMAK SUÇUNDAN YARGILANIYORLAR

13.Ekim.2012 Cumartesi günü “ABD İncirlik Üssü Kapatılsın” talebiyle tertip edilen basın açıklamasıyla ilgili Adana Cumhuriyet Başsavcılığının başlattığı soruşturma kapsamında 12 kişinin yargılanacağı mahkemenin 3. Duruşması bugün saat: 11.40’da Adana Adliyesinde yapıldı. Hamza Er, Hakkında Çıkartılan Yakalama Kararını Mahkemede öğrendiSanık Sıfatı ile duruşmaya katılan yazar Hamza Er, hakkında çıkan yakalama kararını mahkeme salonunda öğrendi. Kendisine herhangi bir tebligat yapılmadığını  ifade eden ER’in Adana’ya havayolu ile gelmiş olmasına rağmen herhangi bir sorunla karşılaşmamış olması da ilginç bir tablo oluşturdu. Mahkeme heyeti ilk olarak Hamza Er hakkındaki yakalama kararını kaldırdı ve ardından duruşmaya geçidi. Yazar Hamza Er’in yanı sıra Yayıncı Osman Akyıldız ile Yazar Miraç Karaaslan da duruşma salonunda hazır bulundu. 13 Ekim 2012 tarihinde yapılan programın akışı içerisinde İncirlik üssü önünde bir konuşma gerçekleştiren Küre medya genel yayın yönetmeni, Milat gazetesi yazarı Hamza Er ve Islahhaber.net yazarı Miraç Karaaslan başlatılan soruşturma kapsamında önceden İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığında ifade vermişti. Hamza Er: "Zalimler Cezasız Kalmaz" demişti İncirlik üssü önünde gerçekleştirdiği konuşmasında emperyalist müdahalelerin karşısında olduğunu dile getiren Er, Amerika'nın zulümlerini anlatmış, ayrıca bu zulmün bir ömür devam etmeyeceğini Ortadoğu halklarının ayaklanmalarından örnekler vererek ifade etmişti. Hamza Er konuşmasında, Tunus, Libya, Mısır halklarının zalim diktatör liderlerini devirdiklerini, ama asıl onları orada tutan ve bu sayede halkları kontrol eden emperyalist devletlerin bu süreçten dersler alması gerektiğini, onların politikalarının ve tercihlerinin de bu halklar tarafından yakında mahkûm edileceğine işaret etmişti. Soruşturmada komik iddialar Kod adı edinme,  gıyabi cenaze namazı kıldırma, "vur taliban vur ABD'ye vur" sloganı attırma gibi gülünç suçlamalarla ilgili ifade veren Hamza Er ifadesinde şunları söyledi: "ABD'ye Karşı İslami Gençlik İnisiyatifi imzasıyla 13.Ekim.2012 Cumartesi günü “ABD İncirlik Üssü Kapatılsın” sloganıyla gerçekleştirilen etkinlikten medya yoluyla haberim oldu. Yıllardır Ortadoğu ve bölgeyle ilgili araştırmalar yapan bölgenin önemli isimleriyle röportajlar gerçekleştiren bir kişi olarak Amerika’nın işgal ettiği coğrafyalarda nasıl katliamlar yaptığını, ne tür işkenceler gerçekleştirdiğine bizzat mağdurların ağzından tanık olmuştum. Özellikle Irak işgalinde orada yaşananlar, dünyaya yansıyan o dehşet Ebu gureyb zindanından fotoğraflar hem bir Müslüman, hem de bir insan olarak kabul edilir görülemezdi. Ben Irak işgalinin sembol ismiyle röportaj yapmış bir gazeteciyim. Başına çuval geçirilen ve elektrik verilen o sembol isimle İstanbul’da görüşme imkânına sahip olmuştum. 1991 yılında başlayan I.Körfez Savaşı sırasında incirlik üssünden kalkan Amerikan uçakları Irak’a 3 bin adet bomba atmış, 2003 yılında Irak’ın işgali sırasında da İncirlik’ten kalkan uçaklar 4 bin 990 sorti yaparak, 1 milyon Iraklının ölmesine neden olmuştu.  Ayrıca NATO’nun ileri karakolu olan İncirlik Üssü’nde 90’dan fazla nükleer bomba olduğu da ifade ediliyor. Yıllardır bölge halklarına kan kusturan, tayin ettiği valileriyle yer altı ve üstü kaynaklarını sömüren, mescitlerimizi bombalayan, namuslara el uzatan ABD’nin yaşadığım topraklarda üslerinin bulunması hazmedilir değildir. Amerika işgal politikaları neticesinde 120 bin askerini Vietnam’da, 11 bin askerini 1. Körfez savaşında, 145 bin askerini ise Afganistan ve Irak işgalinde kaybetmiştir. Ben ayrıca bu bölgelerin insanlarının yürüttükleri kurtuluş savaşlarında işgalcilere karşı direndiklerini, boyun eğmediklerini konuşmamda hatırlattım. Amerika’nın bu ölümlerden ders alması gerektiğini ifade ederek, işgallerin ve sömürü politikalarının can kayıplarından başka bir şey kazandırmayacağını dile getirdim. Ben yıllardır gazetede ve dergilerde yazan, fikirlerimi ve düşüncelerimi ifade eden bir yazarım. Bu konularda ne düşündüğüm, nasıl bir tavra sahip olduğum açık bir şekilde kamuoyu tarafından bilinmektedir. Fikirsel olarak hiçbir gizli ve kapalı bir çalışma içerisinde olmadım. Kimseye hakaret etmeden, ama inandığı doğruları da rahatlıkla ifade etmeyi tercih eden bir gazetecilik anlayışına sahibim." 17 yıldır yazarlık ve radyo programcılığı yaparken mahlas isim kullandığını, bunun kamuoyu tarafından da bilindiğini ifade eden Er, bu tür gerçek dışı komik isnatları kabul etmediğini belirtti. Adana Cumhuriyet Başsavcılığının, Amerika’nın saldırganlık politikalarının eleştirilmesine dava açıp açmayacağı merakla takip ediliyor.   Hamza Er'in 13.Ekim.2012 tarihinde İncirlik üssü önünde basına yansıyan konuşması şöyle idi: Gazeteci, Yazar Hamza Er ise buraya toplanan gençlerin tarihe önemli bir kayıt düştüğüne değinerek başladığı konuşmasına iki önemli duyguyu aynı anda yaşadığını belirterek devam etti. Burada yiğit gençlerle birlikte olmaktan onur duyduğunu söyleyen Er, aynı zamanda güvenlik güçlerinin incirliğin sokaklarına ayak basmamızı engelleyen yaklaşımıyla gerçek bir işgali bu topraklarda hissetmenin utancını da paylaştığını ifade etti. Zillet bizden uzaktır hakikatini şiar edinen mü'minlerin, mütecaviz, saldırgan, güçlerin bu topraklarda barınmasına asla katlanamayacağına işaret eden Hamza Er, dünyayı açık hava hapishanesine çeviren ABD'nin dünya efendiliği taslamasının sadece Allah'ı efendi kabul eden müslümanlar için hiç bir anlam ifade etmediğini söyledi. İncirlik üssünün Irak işgaline lojistik destek sağladığını, dünyanın birçok yerinden müslüman tutsakları taşıyan uçakların Guantanamo zindanlarına giderken bu üslerde ikmal yaptığına vurgu yapan Er, konuşmasını şu cümlelerle tamamladı: "İnşallah doğunun onurlu insanları bir gün Amerika'dan Ebu gureyblerin, Cenk kalesinin, ailesinin karşısında küçük düşürülen Iraklı âlimlerin hesabını soracaktır." Konuyla ilgili yargılanandan bir diğer isim de Gazeteci Adem Özköse idi. Adem Özköse haklarında açılan davalar şunları söyledi: “İncirlik Üssü kapatılsın, Amerikalı katiller topraklarımızdan defolsun” diye haykırdığımız İncirlik Üssü’ne yürüdüğümü için hakkımızda hapis cezası istemiyle dava açılmış. Bir grup kardeşimiz “Biz de kahrolsun ABD diyerek bu suça ortak oluyoruz” başlığıyla duruşma günü toplanma çağrısı yapmış. Destek olan tüm kardeşlerimizden Allah razı olsun… Adana’da yapılan duruşmada Mahkeme heyeti dosyanın incelenmesi ve gerekli mütalaanın hazırlanması için davayı 25 Nisan 2014 tarihine erteledi.