ودع عنك اراء الرجال وقولهم فقول رسول الله ازكى واشرح Şunun bunun (özellikle tecrübe edilmeyen, henüz tanımadığımız, niyetini  bilmediğimiz), insanların görüşlerini ve sözlerini bırak (ihtiyatla yaklaş ve hemen kabullenme). O'na salât ve selâm olsun, Rasülullah efendimizin sözü (yüce Allah'ın kelamından sonra) sözlerin en temiz olanı, en sadra şifa vereni ve en açıklayıcı olanıdır. 1) Ebu Hureyre buyurdu: Çölden gelen bir A'rabi mescidde bevletti (idrarını yaptı). Ashâb ona müdahale etmeye çalıştılar. Rasülullah efendimiz buyurdu ki:  "Onu bırakın ve onun bevlettiği yere bir kova su dökün. Siz kolaylaştırıcı olarak gönderildiniz, zorlaştırıcı olarak değil." Buhari, Hadis no: 6128. Ashab adama müdahale etse hem ona zarar verirlerdi, hem de o kişi  belki kaçarken daha çok yeri kirletirdi. Hem de adam zaten din ile ilgili hiç bir şey bilmediğinden öğrenmeye ihtiyacı vardı. 2) Abdullah bin Abbas buyurdu: Rasülullah Efendimiz hasta bir A'rabi'yi ziyaret etti ve buyurdu: Bir beis yok (bu hastalık günahlara) temizlik (kefaret) olur inşaAllah. Buhari, Hadis no: 5656. Madem ki Rasülullah efendimiz Allah'ın lütfunu ve ahiret gününü umanlar ve Allah'ı çokça zikredenler için bir mükemmel örnektir, bir fazilet numunesidir,  Ahzab suresi, 21. âyet, niçin mü'minler birbirini yersiz ve gereksiz incitiyor, niye bazıları kaba davranıyor, meseleyi tırmandırıyor, kolaylaştırmyor da tam tersi zorlaştıryor? Bir hastaya Rasülullah Efendimizin duası ve moral vermesi ortada iken bilim kurulu üyeleri ve bazı yetkililer niye insanlara bu virüsü anlatırken "Daha kötüsü geliyor", "İkinci dalga, üçüncü dalga geliyor", "Bu gelecek olan hepsinden tehlikeli","Hiç bir şey eskisi gibi olmayacak" aman şöyle, aman böyle diye korkutup moral bozuyorlar? Halbuki insanların morale, güzel ve tatlı dile, umuda, güleryüze ihtiyacı vardır. Ürküterek, korkutarak, abartarak ne elde edildi? Doğru ise ahlâkî olmayan, doğru değilse yalan olan ve dünyada güya bu virüsten çırpınarak ve titreyerek ölen bir kısım insanların Tv'lerde daha ilk günlerde teşhir edilen görüntüleri, Rasülullah Efendimizin bu zarif, nazik, râkî ve üstün, eşsiz ve merhamet dolu, öğretici, yön verici, yol gösterici, kolaylaştırıcı ve eğitici söz ve uygulamaları ile mukayese edilebilir mi? Hangi insan kendisi veya bir yakını çırpınarak, titreyerek, sağa sola yıkılarak ölürken o görüntüsü bütün dünyaya servis edilsin ister? Yazık, çok yazık. Yüce Allah'ın lütfunu ve âhiretteki ecri ve sevabı ummayan, beklemeyen ve  inanmayan, yüce Allah'ı zikretmeyen âhiret fakiri, iman yoksunu ve yoksulu gayri müslimler ne deseler ve ne yapsalar der ve yapar, onlar için sansûr yoktur. Rasülullah efendimizi örnek alması gereken ve müslim, mü'min olduğunu söyleyenlere ne oluyor? Üç beş günlük dünya hayatı bir gün sona erecek ve berzahın akabinde diriliş, neşir, haşîr olacak ve herkes bir meydanda toplanacak ve mahkeme kurulacaktır. İnananlar o günü hesaba katmak zorundadır. İnanmayanlar ise o gün inanmak zorunda kalacaklar ama heyhât ... Ey yüce Allahım! Bizleri ve bütün mü'min kardeşlerimizi dalâlete düşmekten, başkalarını dalâlete düşürmekten, günaha girmekten, başkasını günaha düşürmekten, birilerine zulmetmekten, mazlum olmaktan, cahillik edip başkasına eziyet vermekten ve bize karşı cahillik yapılıp eziyet görmemizden sana sığınıyoruz. Lütfunla bizleri koru. Âmîn. Ebu Davud, Hadis no: 5094. Ahmet ÖZKAN