DİLİPAK: DOLAR 3 TL OLACAK

Adana Gündemi-  Adana’da yerel, ulusal ve uluslararası alanda faaliyet gösteren 50 sivil toplum kuruluşunun bir araya gelerek oluşturduğu Adana Sivil İnisiyatif Meclisi (ASİM) istişare ve temsilci heyeti Türkiye’nin önde gelen kanaat önderleri, Alimler ve Sivil Toplum Kuruluşlarına yönelik gerçekleştirdikleri istişari ziyaret programı kapsamında  Gazeteci Yazar Abdurrahman Dilipak’ı evinde ziyaret etti.    ASİM Başkanı Mahmut Eraslan ve Yönetim Kurulu Üyeleri Adnan Kalkan, Hacı Ali Doğan ve Orhan Erkuş’un katılımı ile oluşturulan ASİM Temsilci heyetini evinde ağırlayan Dilipak çarpıcı açıklamalarda bulundu.    DİLİPAK: DOLAR REEL KARŞILIĞI OLAN 3 TL’YE GERİLEYECEK   Son günlerde ülkemizde yaşanan bir dizi sorun hakkında görüş alışverişinde bulunmak ve ASİM adına teklif ve önerilerini sunmak amacı ile yola çıkan ASİM heyeti ile Gazeteci Yazar Abdurrahman Dilipak arasında gerçekleşen ve pek çok konunun masaya yatırıldığı görüşmede Dilipak doların reel değeri olan 3 TL’ye düşeceğini söyledi. Dilipak doların ağustos sonu dengeleneceğini, Kasımda yine artacağını ancak hükümetin doğru ekonomik hamleler yapması halinde 3 TL’ye kadar çekilebileceğini iddia etti.   Dolar spekülesyonunun öteden beri beklenen bir durum olduğuna işaret eden dilipak önümüzdeki aylarda ABD’de seçimlerin olacağını ve Trump için bu seçimlerin hayati olduğunu, bunun için de seçmenin yüzde 30’una tekabul eden evangelist Siyonist hristiyanların desteğini alması gerektiğine işaret ederek “yaşanan sürecin ve saldırıların sebebi budur.” Dedi. Rahip Brunson’un evangelist Siyonist bir kişilik olduğunu hatırlatan Dilipak Trump’ın bir yandan Brunson’u bahane ederek bir yandan dolar spekülasyonu yaparken bir yandan da dün (8 Ağustos’ta) 200 tır silahı PYD güçlerine teslim etti. Türkiye’ye yönelik tüm bu baskıların sebebinin seçimlerde Evangelistlerin desteğini alma çabası olduğunu dile getiren Dilipak ABD’nin bölgedeki çıkarlarını pekiştirmek için sözde  Arap Natosu kurmaya çalıştığını söyledi.   BİZ ZALİMLERDEN OLDUK   ASİM Başkanı Mahmut Eraslan son günlerde ülkemizde faaliyet gösteren samimi kurum ve kuruluşların Fetö ve Adnan Oktar gibi kötü örnekler gerekçe gösterilerek yıpratılmaya çalışıldığını, bize ait kavramların içinin boşaltıldığını, diğer yandan ekranlarda boy gösteren kimi aydın ve ilahiyatçıların sorumsuzca ortaya koydukları saçma sapan tartışmalarla toplumda fikri kargaşaya sebep olunmasından duyulan rahatsızlıktan dolayı yola çıktıklarını ifade etti.   Gazeteci Yazar Abduurahman Dilipak ASİM Heyeti ile yaptığı görüşmede Türkiye’deki İslami cemaatler ve Tarikatler hakkında da tespitlerini paylaştı.  “Yıllar önce yayınlanan “Bu Din Benim Dinim Değil” adlı kitabımda da söylediğim gibi Türkiye’de Devletin Dini, Halkın Dini ve bir de Hocaların Cemaatlerin ürettiği din olmak üzere üç tür din algısı var ve bunların hiçbiri aslında gerçek manada Allah’ın dinine tekabül etmiyor.” diyen Dilipak din algısının değişmeden tefrikanın bitmeyeceğini söyledi. Yaşadığımız coğrafyalardan ve yaşanan tahribattan hepimiz sorumluyuz diyen dilipak üzerimize düşen sorumlulukları ifa etmekten imtina ettik ve böylece hepimiz Hz Yunus’un diliyle Zalimlerden olduk. Dedi.   PEYGAMBERLER DIŞINDA HİÇ KİMSE MASUM DEĞİL   Dilipak Müslümanların asıl sorunlarını ve sorumluluklarını unutup suni gündemlerle meşgul olduklarına işarek ederek topyekün bir muhasebeye ihtiyaç olduğunu dile getirdi. Dilipak bu konuda özetle şunları söyledi: “Peygamberler dışında hiç kimse için hata yapmaz diyemeyiz. Bu kaide hocamız için de, şeyhimiz için de, siyasi liderlerimiz içinde de geçerlidir. Mesela ben Abdulhamid Han’ı çok severim. Kendisi Edisson’a mektup yazıyor. Ama burnunun dibindeki Said Nursi ile veya Mehmet Akif ile görüşmüyor. Dünya’nın her yerinde istihbarat ağı kuruyor ama sarayda en yakınlarından haberi olmuyor. Öte yandan Mehmet Akif’i de çok severim ama Abdulhamid han hakkında söyledikleri ortada. Velhasıl hatadan mustağni kimse olmadığını görmemiz ve sevdiklerimizi doğruları ile sevmemiz lazım.”   TÜRKİYE’DE 65 ANA OMURGA CEMAAT VAR   Türkiye’de  65 ana omurga cemaat olduğunu ve alt katmanları ile yaklaşık 500 gurubun faaliyet halinde olduğunu ifade eden Dilipak İslami yapılar içinde monitöring vazifesi ile görevli gözlemci unsurların olabileceğini ve bunu tespit edebilmenin o kadar kolay olmadığını iddia eden dilipak Tuncay Güney’in bu konuda önemli bir örnek olduğuna işaret etti. Kalkancı tarikatının BÇG tarafından SİSİ’ye 3 ayda kurdurulduğunu iddia eden Dilipak bu konuda şunları söyledi. “Düşünün Tuncay Güney diye bir adam sözde ihtida ediyor. İsmailağa’ya giriyor. Sarık Sakal Cübbe bütün faaliyetlere katılıyor. Mektup dergisinde editörlük yapıyor. Daha dergi çıkmadan Tuncay Güney bütün yazıları okumuş oluyor. Hiç açık vermeden kendisine güven duyulmasını sağlıyor. Daha sonra gay barda sisi ile buluşup yaptıklarını anlatıyor. Ardından BÇG’ye rapor sunuyor.. Monitöringler cemaatinizin en önemli işlerini halleder. Bir sorunla karşılaştığınızda içerideki adamları aracılığıyla derhal çözüm üretirler. Monitörlükte ikinci aşamaya geçince etkin olurlar. Sizi aktif edip destekler ve kullanırlar. İşlerine gelmeyeni engeller ve karalarlar. Bunu yaparken de bol bol ayet ve hadis kullanırlar. Monitöringler üçüncü aşamada merkeze geçerler…”      PEKİ NE YAPMALI?    Dİlipak son olarak ASİM Heyetinin ne yapılmalı sorusunu şöyle yanıtladı: “Barış içinde mücadele edebilmemiz için iki şartı yerine getirmemiz lazım. Birincisi ihtilaflarımız konusunda birbirimizi mazur görmeli ittifak ettiğimiz hususlarda birlikte hareket etmenin yollarını aramalıyız. İkinci olarak biz ailemizle de ihtilaf edebiliriz diğerleri ile de. Aramızdaki sorunların çözüme ulaştırılması hususunda hakeme başvurma seçeneğini gündemde tutmalıyız. Aramızdaki ihtilaflarda hakem seçmeli ve seçtiğimiz hakem bir karar verdiğinde de aleyhimizde olsa bile o karara riayet etmeliyiz. Hakemin sözü geçerli olmalıdır. Şüpheli olan Muhkem olana tercih edilmez. Hakeme gitme seçeneği hepimiz için geçerlidir.  ASİM Temsilci Heyeti nazik misafirperverlikleri nedeni ile Gazeteci yazar Abdurrahman Dilipak'a Teşekkür Ederek ayrıldı.