Şahımerdan Sarı'dan Gündeme İlişkin Çarpıcı Açıklamalar

Türkiye’yi Saran Tehlike: Fethullah Gülen Cemaati ve Diyalog Hareketi
  ESFELİN OTOBANI
  Şahımerdan Sarı Hoca’dan gündeme dair çok özel tespitler.
  İnsanlardan bazıları Allah’tan başkasını Allah’a denk tanrılar edinir de onları Allah’ı sever gibi severler. İman edenlerin Allah’a olan sevgileri ise (onlarınkinden) çok daha fazladır. Keşke zalimler azabı gördükleri zaman (anlayacakları gibi) bütün kuvvetin Allah’a ait olduğunu ve Allah’ın azabının çok şiddetli olduğunu önceden anlayabilselerdi.  (Bakara 165)
  İşte o zaman (görecekler ki) kendilerine uyulup arkalarından gidilenler, uyanlardan hızla uzaklaşırlar ve (o anda her iki taraf da) azabı görmüş, nihayet aralarındaki bağlar kopup parçalanmıştır. (Bakara 166)
  Dünyada hiç düşünmeden bazı kimseleri kendilerine önder edinen, böylece bâtıl yola giden kimseler ahirette o önderlerin kendilerinden uzaklaştıklarını görürler. Ancak her iki taraf da içine girecekleri azabı görecekler ve ondan kurtuluş olmadığını anlayacaklardır. Dünyadakinin tersine, bu sefer uyanlar konuşurlar, ama artık faydası yoktur.
  (Kötülere) uyanlar şöyle derler: Ah, keşke bir daha dünyaya geri gitmemiz mümkün olsaydı da, şimdi onların bizden uzaklaştıkları gibi biz de onlardan uzaklaşsaydık! Böylece Allah onlara, işlerini, pişmanlık ve üzüntü kaynağı olarak gösterir ve onlar artık ateşten çıkamazlar.(Bakara 167)   Hadis-i şerifte de buyruldu ki: (Dinimizde iyi bir çığır açana, bunun sevabı ile bununla amel edenlerin sevabı verilir, o çığırda [o yolda] gidenlerin sevabından da hiçbir şey eksilmez. Dinimizde kötü bir çığır açana da, bunun günahı ile, bununla amel edenlerin günahı verilir, o kötü yolda gidenlerin günahından da hiçbir şey eksilmez.) [Müslim]   (İyi işe vesile olan, hayatında ve öldükten sonra da o işi yapanlar kadar sevap kazanır. Kötü işe ön ayak olana da, bu iş terk edilinceye kadar, bunun günahı yazılır.) [Taberani]     (Her iyilik bir hazinedir. Her hazinenin anahtarı vardır. İyiliği açan, kötülüğü kilitleyen bir anahtara sahip olana müjdeler olsun! Kötülüğü açan, iyiliği kilitleyen bir anahtarı olana da yazıklar olsun!) [İbni Mace]   Okumuş olduğumuz ayeti kerime ve hadisi şeriflerin anlamı kapsamında günümüz insanlığını ilgilendirdiği için biraz izahat yapmak elzem olmuştur.   (Fertler veya gruplar hakkında isim belirmek suretiyle şahsiyet yapıcı eleştirel sohbet veya yazı yazmak pek adetim olmamakla beraber isimleme verilmediği taktirde söylenmek istenen maksat hedeften gölgelenebilmektedir. Bu nedenle isim belirtmek gerekmiştir.)   Fethullah Gülen ve onun gibi düşünen bazı kimselerin zırvalarına cevap olacak nitelikte zaman zaman şer’i delillerle İslam'ın hükmünü belirten makaleler ve sohbetler yapmıştım. Küresel şer güçlerin arzuları istikametinde Fethulllah Gülen’in dinler arası diyalog, medeniyetler ittifakı, İsevi-Musevi, üç semavi dinin uzlaşması veya kelimei şehadetten Muhammedun Resulullah lafzını (haşa) zaid olduğu yanı söylenmese de mümin olunur gibi söz ve iddialarının küfür olduğunu açıkça dile getirmiştim.
  Bu tür sapık fikirlerin İsrail, Vatikan ve Pensilvanya Şeytan üçgeninden kaynaklandığı akli selim her Müslüman tarafından anlaşılması lazım olup özelikle İslam ulemasının bu ifsat edici fikirlere karşı çıkarak hakkı izhar ve batılı iptal etmeleri gerekir. Alimler sustuğu için ümmet uyumuş şerli fikirler meydanlarda cirit atmış ve çığ gibi büyümüşler.   Fetullah Gülen’in;  En azında 35 yıldan beridir, müstekbir güçlerin İslam ümmetine yapmış oldukları baskı zulüm ve katliamları bir gün dahi dile getirip kafir zalimleri kınadığı görülmemiştir.

MAZLUMLARA ACIYIP YARDIM ETMEDİLER
  Dünyanın her tarafından zülüm gürmüş mazlum Müslümanlara acıyıp yardım ettiği de görülmemiştir.
  Buna karşılık bir zamanlar Saddam'ın İsrail’e atığı bir Skat füzesi ile ölen iki tane İsrail çocuğu için sabahlara kadar ağlayıp sızladığını vaazlarında söylemiş, irticacı diye ordudan atılmalara sebep olan YAŞ karalarına “içtihattır, isabet etmeseler de sevap kazanırlar’ diyerek zülüm kararlarını takdis etmiş  başörtüsüyle meclise giren Merve Kavakçı’ya  “Çıkarın bu kadını dışarıya”  diyerek Merve Kavakçı çıkıncaya kadar alkış tutturan ECEVIT’E “Tek kişiye şefaat etme yetkim olsa onu da Ecevit’e yaparım” demiş sadece insani yardım götüren Mavi Marmara gemisine uluslar arası açık sularda saldırıp, 9 kişiyi canice katlederek bazılarını yaralayıp gemi ve içindeki halkı tutsak eden İsrail’i haklı görmüş, Said Nursi’yi sırf Kürt olduğu için ziyaret etmemiş ve nice geceler sabaha kadar “Allah’ım! öyle bir dahiyi niçin Kürt kavminden dünyaya gönderdin” diyerek isyan etmiş, gerek Vatikan ziyaretinde ve gerekse de gönderdiği mektupta Papa’yı takdis edip ululamış. Sırf İsrail çıkarlarına ters düştüğü için, AKP hükümetine karşı savaş açmış ve daha buna benzer sayılmayacak kadar mefsedetleri bulunan bir kimsenin veya grubun İslam’a ve dolayısıyla bütün insanlara ihanet ettiğini anlamak için daha neler yapması gerekiyor.
  Menfaatleri icabı 12 seneden beridir hükümetle yapmış oldukları ittifakın gücüyle devlette bir çok kademelerde yer işgal ettiler. Emniyette, Yargıda, Maliyede ve Milli Eğitim'de neredeyse dizginleri ellerine aldılar, Milletvekilleri ve Bakanları oldu, kendileriyle olmayanları düşman addedip devletin gücüyle ezmeye çalıştılar.

MÜSLÜMANLARA KEYFİ CEZALAR YAĞDIRDILAR
Nice suçsuz Müslümanlara sırf kendilerini eleştirdikleri için, kanunlara bile bakmadan keyfi olarak ağır cezalar yağdırdılar.
  Fetullah Gülen’i eleştiren, bir hafta sonra ağır iftiralarla suçlanarak hapse atılıp özür dileyince de, bir hafta sonra tekrar dışarıya çıkartılıyor (Cübbeli Ahmet Hoca misali) Eline hiç silah almamış hem de silahlı eylemlere karşı çıkan Hizbu-tahrir cemaatinin mensuplarını yakalayıp silahlı terör örgütü suçuyla harıl harıl cezalar veriliyor.
  Yine 2009'da vasat davası adı altında 7 ilde gerçekleştirilen operasyonlarda 65 kişi göz altına alınarak hiçbir olay ve hiçbir silah olmadığı halde bir çok kişiye silahlı terör örgütü üyeliğinden iki oğlumda dahil olmak üzere 6'şar yıl 3'er ay ağır ceza ile karar verilmiştir.
  Şahsıma ise liderlikten 12 yıl 6 ay hapis cezası verilmiştir. Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in bir zaman müdafi olduğu terör örgütü olmadığı hükümetinde bilgisi dahilinde olduğu halde bu ve benzeri cezalar verilmiştir.
  Bu tür zülüm uygulamalarına karşı  hükümet her hangi bir önlem almamıştır. Bütün bu durumlara Ak Parti hükümeti seyirci kalmakla yetindi galiba bu ihanetin kendilerine yapılmayacağını zannettiler ancak ihanetin kıblesi, ülkesi ve ahde vefası olmaz.
  Devletin bütün kapılarını sonsuza kadar açıp hatta Fetullahçıların her tarafa sızıp yerleşmelerine muavenet eden Ak Parti hükümeti, koynunda beşlemiş olduğu yılanın bir ejderha gibi büyüyüp kendilerini ısırmaya başladığını gürünce Ak Parti şoke oldu. Vahameti anlayarak yapılan zulümleri yeni yeni hatırladı.
  Bunun içindir ki Tayyip Erdoğan “İçerde yatan bir çok günahsız insan var” demeye başladı.   Fetullah Gülen, 1980 yılına kadar taktığı İslam maskesini hiç çıkarmadı. 1980′den sonra önceden var olan Türk ırkçılığı, fikri ulusalcı söylemlerle yavaş yavaş ortaya çıktı, 1990′a kadar kadro ve ekonomik olarak güçlenip kökleşme taktiklerini uyguladı. 90′lı yıllarda evrensel şer odaklarıyla iş birliği yaptı. 2000'li yılarda ise dostlarıyla kucaklaşıp vatan’ı asliyesinde kendisine tahsis edilen kumandalı mahkem köşküne oturdu.

İNSANLIK TARİHİNDE İSLAM'A BU KADAR ZARAR VEREN BAŞKASI OLMAMIŞTIR
  Türkiye’de Müslümanların zekat, fitre, kurban vs. bağışlardan oluşan gelirlerinin bir kısmını (milyonlarca dolarlı) Amerika’da ki papaz okullarına bağış yaptı.
  Papa seçimlerinde gizli kardinal olarak görev alıp, papaların İslam alemindeki misyonerlik faaliyetlerine zarar verecek beyanatlarda bulunmamaları için uyarı yapma rolünü oynadı.
  Fetullah Gülen Hıristiyan ve Yahudilere asla bir zararın gelmesini istememiş, esasen Müslümanlara Yahudilerden ve Hıristiyanlardan daha zararlı olmuştur.
  İnsanlık tarihi buyunca İslam maskesini takmak suretiyle İslam alemine bu kadar zarar veren hiç kimse olmamıştır, bundan büyük zararı galiba ancak Deccal verir.
  Dinler arası diyalog oyununda başrolü oynayan aktör olarak önce Yahudilerin, sonra Hıristiyanların sonrada bunlara kardeş demek suretiyle Müslüman olduklarını söyleyenlerin cennete girebilecekleri itikadını yaygınlaştırmaya çalışmaktadır.
  Te’vil göttürmeyen bu tür zırvaların ancak islamı tahrif ve İslam alemine en büyük ihanet olduğunu biz her zaman dile getirmiştik.
  Bu itibar ile Fethullah Gülen’in insanları İslam’ın özünden uzaklaştırıp Esfeli Safiline götürmeye çalışan, İblisin açmış olduğu çığırın büyütülüp tek yönlü cehenneme giden bir otoban haline getirdiğini görüyoruz.
  İnsanları ilk olarak haktan saptırma çığırını açan İblis’tir, İblis patika gibi bir çığır açıp fert fert insanlara vesvese verip haktan saptırmaya çalışmıştır, daha sonra Bel’am ve Bel’am kılıklılar bu yolu asfaltlamışlar, sureti haktan görünüp sapıklık telalığını yapmışlardır.
  Fetullah Gülen ise bu sapıklık yolunu bir otobana çevirip,  insanları toptan Esfeli safiline sevkiyata başlamıştır .
  Bu tavırları ile İblis ve cini şeytanlar rahat nefes almış, bunların hizmetine bakarak dudaklarını ısırır vaziyete gelmiştir. Zira bu sapık hizmet hareketi de sadece Türkiye’de değil İslam alemin yaşadığı bir çok  bölgede etkisini göstermiştir.
  Müslümanların ise artık bunları anlaması gerekir. İyi niyetle de Fetullah’ın grubuna hizmet etmek, sapıklıktan başka bir şey  değildir.
  Her ne niyetle olursa olsun onlara hizmet etmek sevap değil, günahın ta kendisidir. Sevap olan, hatta farz bir görev olan Müslümanları uyarıp onların şerlerinden ve hilelerinden uzak tutmaya çalışmaktır.
  Bütün bu durumlar üzerine belgeler ve deliller ile  ciltler dolusu  yazılar yazılabilir ancak şimdilik bu kadarla özetleyip son olarak makalenin başında yazmış olduğumuz ayet ve hadisleri düşüne düşüne okumamız ve ders almamız acizane tavsiyemdir.

Kaynak : IslahHaber.Net