Dr. Huzeyfe El Hatip: Dine dönmeden Mescid-i Aksa’ya dönüş yok
Dr. El Hatip, “Dine dönmeden Mescid-i Aksa’ya dönüş yok. Kur’an’a dönmeden Mescid-i Aksa’ya dönüş yok.” diyerek, Müslümanların zaferi için samimiyet, gayret ve fedakârlığın şart olduğunu belirtti.
“Bu İslam meselesidir, akide meselesidir”
Konuşmasında Filistin meselesinin yalnızca bir toprak ya da ulusal dava olarak görülmemesi gerektiğini ifade eden El Hatip, “İstediğimiz kadar konferans düzenleyelim, Filistin bayrakları asalım, atkılar takalım değişmez, değerli kardeşlerim. Çünkü bu İslam meselesidir; akide meselesidir; Kur’an meselesidir. Toprak meselesi değil, sadece Filistinlilerin meselesi değil.” dedi.
El Hatip, gayrimüslimlerin bile bugün Filistin halkının yanında durduğuna dikkat çekerek, “Son günlerde sadece Müslümanların değil, gayrimüslimlerin de harekete geçtiğini görüyoruz. Avrupa’daki Müslüman kardeşlerimiz bana ‘Biz utanıyoruz’ dediler. Neden utanıyorlar? Çünkü İtalya’da düzenlenen bir yürüyüş 112 saat sürdü ve orada Müslümanlardan çok gayrimüslimler vardı. Onlar yorulmuyor, devam etmek istiyorlar.” ifadelerini kullandı.
“Allah’ın vaadi kesindir, mesele bizim nerede olduğumuzdur”
El Hatip, Allah’ın zaferi Müslümanlara vaad ettiğini hatırlatarak şu değerlendirmelerde bulundu:
“Allah Celle Celaluhu bir şey takdir ettiğinde, sebepleri de lütfeder. Allah’ın sözü var, vaadi var: Müslümanlar zafere ulaşacak. Bu söz yerine getirilecek mi? Kesinlikle yerine getirilecek. Ama önemli olan şu: Ben neredeyim? Bu şerefe nail olacak mıyım? Bu konuda samimi miyim, yoksa güzel konuşmalar, güzel fotoğraflar, güzel duyumlar almak için mi bu etkinliklere katılıyorum?”
“Yahya Sinvar duada da mücadelede de samimiydi”
Konuşmasında, Gazze direnişinin sembol isimlerinden Yahya Sinvar’ın duasına da değinen El Hatip, “Bu dua, Yahya Sinvar’ın duasıdır. O duada derin bir fıkıh, bir bilinç var. O, yalnızca dua etmekle yetinmedi; fiilen mücadele etti. Dedi ki: ‘Ey Rabbim, bizim elimizle siyonist devleti yok et.’ Yani sadece dua edip kenara çekilmedi.” diye konuştu.
El Hatip, bazı Müslümanların duayı yanlış anladığını belirterek, “Biz çalışmadan, yorulmadan, bedel ödemeden, fedakârlık yapmadan zafer istiyoruz. Hâlbuki Gazze’de Müslümanlar şehit veriyor, bedel ödüyor, sonra dua ediyor.” ifadelerini kullandı.
“En iyi öğretmen, en iyi imam, en iyi baba olacağız”
Müslümanların kendi sorumluluklarını yerine getirmeleri gerektiğini vurgulayan El Hatip, “Öğretmenler görevini yapacak, imamlar görevini yapacak, öğrenciler görevini yapacak. Herkes üzerine düşeni yapacak. En iyi öğretmen, en iyi imam, en iyi öğrenci, en iyi baba, en iyi anne, en iyi eş olacağız. Allah için gayret edeceğiz.” dedi.
Duanın kabulü için samimiyet ve fedakârlığın şart olduğunu ifade eden El Hatip, “Dua etmeden önce Allah’a bir ibadet, bir kurban sunmamız gerekir. Gazze’deki Müslümanlar şehit takdim ediyor, sonra dua ediyor.” şeklinde konuştu.
“Fedakârlıkla dua edenler kazanacak”
Konuşmasının sonunda Gazze direnişinde yer alan kadınların fedakârlığını hatırlatan El Hatip, “Ümmü Nidal Ferhat adında bir şehid hanımefendi vardı; evi dört kez yıkıldı ama o ‘Yeniden inşa edeceğim, bu yoldan vazgeçmeyeceğim’ dedi. Bu insanlar fedakârlık yaparak dua ediyorlar. İşte zafer de bu samimiyetin ve fedakârlığın sonunda gelecek.” ifadelerini kullandı.
Dr. Huzeyfe El Hatip, sözlerini “Mescid-i Aksa’ya dönüş, önce Kur’an’a ve dine dönüşle mümkündür. Allah’ın vaadi haktır; ancak biz, o vaade layık bir ümmet olmalıyız.” diyerek tamamladı.