İlaçlarda alkol ve domuz ürünü şüphesi

Ancak özellikle sağlık alanında helal ürünlerle ilgili vatandaşa yeterli bilgi verilmiyor. Uzmanlar, kapsül ilaçlardan şuruplara kadar birçok ilaçta domuz ürünü ve alkol gibi haram ürünlerin kullanıldığına dikkat çekiyor. Dünyada ticaret hacmi 2,5 trilyon doları geçen helal ürünler sektörü, gıdadan giyim, kozmetik ve sağlığa kadar çeşitliliğini her geçen gün artırıyor. Buna rağmen sağlık alanında yeterli adımlar atılmadığını ifade eden uzmanlar, tıbbi uygulamalarda, helal-haram ilişkisine dikkat edilmediğini söylüyor. Kalp Damar Cerrahisi Doç. Dr. İlker Alat, doktorların, hastalarına, tedavi yöntemlerinde kullanılan ilaçlar hakkında net bilgiler vermediğini, tıbbi malzemelerin içeriğinin anlatılmasının zorunlu olması gerektiğini ifade ediyor. Alat, “Örneğin, içerdiği ‘heparin’ maddesinden dolayı serum takılan her insan domuzla tanışmış olabilir. Ayrıca kapsüllü ilaçlara da dikkat edilmesi gerekiyor. Çünkü kapsüllü ilaçların kapsülü jelatinden üretiliyor, jelatin de domuz ve sığırdan elde ediliyor. Peki, biz sığırın nasıl kesildiğini nereden bileceğiz? Bu yüzden bu ilacın helal olup olmadığı hakkında bir yorum yapılamıyor.” diyor. Bu yıl yedincisi İstanbul CNR Expo’da düzenlenen ‘Helal ve Tayyib Ürünler Konferansı’nda helal sektörün gidişatı, sektörün uzmanları tarafından ele alındı. Dört ana başlıktan oluşan konferansta helal et üretiminden, gıda kozmetik ve ilaçlarda kullanılan katkı maddelerine kadar birçok konu konuşuldu. Afyonkarahisar Devlet Hastanesi Kalp Damar Cerrahisi Doç. Dr. İlker Alat, Müslümanların ve sağlığına dikkat eden herkesin helal ürünlere yönelmesiyle sektörün daha da büyüdüğüne dikkat çekti. Doktorların, kullanılacak ilaçlar ve tıbbi malzemelerin içeriği hakkında hastalarını bilgilendirmesi gerektiğinin altını çizen Alat, İslam’a uygun tedavi yöntemlerinin seçilmesi gerektiğini, bazı kapsül gibi ilaçların helal noktasında sıkıntılı olduğunu söyledi. Alat, “Kapsülün kendisi de jelatinden üretiliyor, jelatinin de kaynağı domuz. Sığırdan üretildiğini iddia edenler de var ama onlar da o sığırın nasıl kesildiğini bilmiyor. Yani hayvan İslami usullere göre mi kesiliyor belli değil. Kapsülü çıkarıp, ilacı öyle içseniz o zaman da ilacın etkinliği azalır ya da mideye zarar verir. Ben hastalarıma kapsüllü ilaç yazmıyorum. Aynı şekilde film tabletler var. Film kısmında da domuz var. Bunların hepsine dikkat etmemiz gerekiyor.” dedi. Alat, sözlerini şöyle sürdürdü: “İlaç konusundaki açıklamamdan sonra hakkımda soruşturma açıldı ama biz Müslüman bir ülkede yaşıyoruz ve Peygamber Efendimiz (sas) haramlar ve helallerin belli olduğunu, şüphelilerden de uzak durmamız gerektiğini öğütlüyor. Tedavi maksatlı olsa bile, ilaçların içinde ne olduğunu tam olarak bilmiyoruz.” ZORDA KALMADIKÇA KATKI MADDESİ KULLANMAYIN Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Tevhit Ayengin, gıda ve kozmetik alanında kullanılan katkı maddelerinin caiz olup olmadığının günün şartları itibarıyla belirlenmesi gerektiğini söyledi. Kur’an-ı Kerim’in katkı maddeleri hakkında bir liste vermesinin Kur’an’ın evrenselliğine aykırı olduğunu ifade eden Prof. Dr. Ayengin, katkı maddelerinin zaruri bir ihtiyaç değilse hiç kullanılmaması gerektiğini vurguladı. Ayengin, “Bu maddelerin kaynaklarını bilmek çok önemli. Katkı maddeleri hayvanlardan, bitkilerden ve kimyasallardan elde ediliyor. Hayvansal katkı maddelerinde dikkat edilmesi gereken; eti yenilen yani helal olması gerek ve İslami usullere göre kesilmiş hayvan olması lazım. Kimyasallarda ise alkol ve uyuşturucunun olduğu maddeler haramdır. Katkı maddelerinin insana zarar vermemesi lazım! Kur’an ve sünnete aykırı olmaması gerekir.” dedi. İslam dünyasının objektif bir laboratuvara ihtiyacının olduğunu belirten Prof. Ayengin, bir ülkede yasak olan katkı maddelerinin başka bir ülkede yasak olmadığını ve bazı maddelerdeki değerlerin dönemlere göre değiştiğini söyledi.